Gerhard Lamprecht filmleri Kundura Sinema’da

KÜLTÜR SANAT

Kundura Sinema’nın mart ayı programında “Sinema’nın İlk Edepsiz Kadınları” devam ederken, “Sessiz Drama: Gerhard Lamprecht’in Sahiciliği” adlı yeni seçkisi de yarın (12 Mart) çevrim içi gösterime giriyor. Sessiz sinemanın altın yıllarının en üretken senarist ve yönetmenlerinden Gerhard Lamprecht’in 4 filminin gösterileceği seçki 12 Mart-12 Nisan tarihleri arasında Kundura Sinema’nın yeni çevrimiçi izleme platformu Kundurama’da sınırlı kontenjanla ve ücretsiz izlenebilecek.

Kundura Sinema’nın Goethe-Institut İstanbul ve Deutsche Kinemathek (Alman Sinemateki) işbirliğinde hazırladığı “Sessiz Drama: Gerhard Lamprecht’in Sahiciliği” programında “Die Verrufenen / Berlin’in Kenar Mahalleleri” (1925), “Die Unehelichen / Gayrimeşru Çocuklar” (1926), “Menschen untereinander / Aramızdaki İnsanlar” (1926) ve “Unter der Laterne / Fenerin Altında” (1928) adlı filmler gösterilecek. Gerhard Lamprecht’in sinema tarihinin ilk kadın senaristlerinden Luise Heilborn-Körbitz ile birlikte yazdığı ve Karl Hasselmann’ın bugün bile etkisini kaybetmeyen görüntüleriyle öne çıkan bu dört film, Alman Sinematek’in kuruluşunun 50. yılına özel restore edilerek 2013 yılında yeniden keşfedilmiş, Berlinale ve San Francisco Sessiz Film Festivali’ndeki gösterimleri sinema tarihçileri arasında heyecanla karşılanmıştı.

20’ler Almanyasını filmlerden okumak

Seçkinin ilk filmi, Berlin’in gecekondularındaki yoksul yaşamı yalın bir sertlikle perdeye taşıyan 1925 yapımı “Berlin’in Kenar Mahalleleri”. Lamprecht’in Luise Heilborn-Körbitz ve dönemin en popüler karikatür sanatçısı Heinrich Zille ile ortaklaşa yazdıkları senaryodan çektiği film, hapisten yeni çıkmış bir adamın kayıtsızlık ve reddedilmeyle karşılaştığı toplumda kendine yer bulabilme mücadelesini anlatıyor. Büyük bir ekonomik bunalımdan geçen 20’ler Almanyasını gözler önüne seren film, Weimar Cumhuriyeti de olarak bilinen Nazi rejiminin sosyal sebeplerini anlamamız adına da referans sayılıyor.

Çocuk İstismarını Önleme Derneği’nin ülkede tartışmalar yaratmış resmi raporundan yola çıkan “Gayrimeşru Çocuklar” ise, koruyucu ailelerinin elinde acı dolu bir hayat süren Peter, Lotte ve Frieda adlı gayrimeşru üç çocuğun hikâyesini konu alıyor. Amatör oyuncuların (Ralph Ludwig, Fee Wachsmuth, Margot Misch) inandırıcı performanslarıyla dikkat çeken film, dönemin Amerikan sinemasındaki romantikleştirilen çocuk yoksulluğundan farklı olarak reform açıcı bir gerçeklik yaratıyor.

Meşhur Alman oyuncular Alfred Abel ve Aud Egede-Nissen’i buluşturan ve yoksul bir mahallenin sıradan insanlarının hayatlarını gözlemleyen “Aramızdaki İnsanlar” (1926) ve Berlin’in eğlence dünyasının neon ışıkları gerisinde yaşananları genç bir kadının başından geçen talihsiz olaylar eşliğinde anlatan “Fenerin Altında” (1926) seçkinin diğer filmleri.

“Thomas Hardy’nin sinemadaki karşılığı”

Sessiz sinemanın altın yıllarında en üretken isimlerinden biri olan, ancak 2. Dünya Savaşı’nda filmlerinin pek çoğu yakıldığı için adı uzun yıllar yalnızca tarih kitaplarında ve arşivlerde kalan Gerhard Lamprecht, hayat hikâyesiyle de merak uyandıran bir sinemacı. 9 yaşındayken toplamaya başladığı film koleksiyonu, kurucusu da olduğu Alman Sinemateki’nin temel yapısını oluşturdu. Gerçek mekânlarda ve profesyonel olmayan oyuncularla çektiği filmleri, İtalyan Yeni Gerçekçi Sineması’nı etkilerken, yenilikçi kurgusuyla Charlie Chaplin, Alfred Hitchcock başta olmak üzere birçok sinemacıya ilhâm oldu. Fritz Lang, F.W. Murnau gibi dışavurumcu yönetmenlerin aksine bir doğa bilimci kararlığında yazıp yönettiği filmler, Viktorya döneminin önde gelen gerçekçi yazarlarından Thomas Hardy romanlarıyla karşılaştırıldı.

“Sinema’nın İlk Edepsiz Kadınları”na devam

Kundura Sinema’nın sessiz sinemanın isimsiz kadın komedyenlerine selam gönderen “Sinema’nın İlk Edepsiz Kadınları” programı da Kundurama’da çevrimiçi gösterimine devam ediyor. Küratörleri Elif Rongen-Kaynakçı, Laura Horak ve Maggie Hennefeld’in ağzından seçkinin hikayesini dinlediğimiz programda, “La grève des nourrices / Nurses' Strike (1907), “La pile électrique de Léontine” (1910), “La fureur de Mme Plumette” (1912), “Amour et science / Love and Science” (1912), “Zoé et la parapluie miraculeux” (1913) ve “Rowdy Ann” (1919) adlı kısa ve sessiz filmler, müzisyen Gonca Feride Varol’un özgün müzikleri eşliğinde gösteriliyor.

Beykoz Kundura’nın sessiz sinema tutkusu

Kapılarını 2018 yılında açan ve Beykoz Kundura’nın fabrika geçmişinin yanı sıra endüstriyel kültür mirasını yansıtan özgün atmosferinde sinema tutkunlarına yeni izleme deneyimleri sunan Kundura Sinema, sessiz filme ve sinema tarihine olan tutkusunu ilk yılından itibaren düzenlediği tematik film programlarıyla ayakta tuttu. Aralarında “Pandora’s Box / Pandora’nın Kutusu” (1929), “Piccadilly” (1929) ve “Woman in the Moon / Aydaki Kadın”ın (1929) da olduğu sessiz film klasiklerini Donald Sosin, Ayşe Tütüncü, Gonca Feride Varol, Armağan Koçak, Yiğit Özatalay, Mustafa Kemal Emirel gibi müzisyenlerin canlı performansları eşliğinde izleyiciyle buluşturan Kundura Sinema, geçen yıl da “Sessiz Sinemanın Kadın Öncüleri” seçkisiyle Alice Guy-Blaché, Olga Preobrazhenskaya gibi sinema tarihinin ilk kadın yönetmenlerini filmleriyle hatırlamıştı. Küresel pandemi koşullarında gösterimlerini çevrimiçi sürdüren Kundura Sinema’nın film seçkileri her ay yeni filmler ve temalarla güncellenerek Kundurama’da devam edecek.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.