Asker Olma Hayaliyle Büyüdü, Sanatta Kendi Yolunu Buldu
Toplumsal farkındalık yaratmayı ve ilham veren hikâyeleri geniş kitlelerle buluşturmayı amaçlayan Kelebek Etkisi Konuşmaları’nın konuğu oyuncu Gonca Vuslateri oldu. Geliri Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’ne (UCİM) bağışlanan etkinlikte Vuslateri, çocukluğundan sanat yolculuğuna uzanan hayat hikâyesini anlattı.
Asker çocuğu olduğunu ve küçükken hep asker olmak istediğini belirten Gonca Vuslateri, çocukluğuna dair şu ifadeleri kullandı: “Ben çok gürültülü bir evde büyüdüm. Asker çocuğuyum, annem ev hanımıydı. İkisi de çok okuyan bir karı kocaydı ama çok kavga ederlerdi. Şiddetin boyu oldukça yüksekti. Bu bir organizasyon meselesi. Mutluluğu, sevmeyi, problemleri organize ederek büyümüş biriyim. Benim serüvene dalış hikâyem biraz böyle oldu. Kendimi ifade edebileceğim en güzel ortam sanat oldu. Ailem, akmak istediğim yönle kavga eden bir aile değildi. 8-9 yaşlarındayken Bursa’da tiyatroya başladım. Aslında ben hep asker olmak istedim. Babam, dedem askerdi; ailede polisler, şehitler var. Çok fazla rol model vardı.”
“Sanat Benim Yangın Merdivenimdi”
Sanatın hayatındaki yerini anlatırken duygusal anlar yaşayan Vuslateri, “Benim için sanat bir yangın merdiveniydi. Yanarak içinden geçtiğim bir yol oldu ama bana her zaman umut veren bir şeyden çok gerçeği taşıyan bir alan sundu. Ben her zaman umudu anlatan bir kadın değilim. Hayatta beni en çok tedavi eden şey gerçeğin kendisi oldu. Gerçekten bir adım saptığımda yönümü kaybediyorum” şeklinde konuştu. Gerçeği kabullenmenin önemine vurgu yapan Vuslateri, sözlerini şöyle tamamladı: “Ne umudu savunmak için kendimi travmatize ederim ne de mutluluk oyunu oynarım. Bundan başka bir umut düşünemiyorum. Gerçeği bilmek ve kabul etmek benim için en büyük umut.”