Geceden güne karanlık ve kurakla geçtik

ÖZEL HABER

“İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır” der Victor Hugo. Biz de 1-8 Ekim tarihleri arasında düzenlenen 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde kolaylıkla “iyi” olabilecek filmler izledik. Ama “adil” olmak gerekirse en iyi film için yarışabilecek sadece iki film vardı. İşte adaleti önümüze koyan mesele tam burada başlıyor. Çünkü Emin Alper’in Kurak Günler filmi ve Özcan Alper’in Karanlık Gece filminde tek benzerlik yönetmenlerin soyadları değildi. Şaşırtıcı bir şekilde iki yönetmen de erkin toplumun üzerine kabus gibi çöküşünü, baskısını, linç kültürünü, kasaba kültürünün yazılmamış kurallarını, böyle gelmiş böyle gider inancına toplumun sıkı sıkıya tutunuşunu bir suç üzerinden anlatıyordu. Kurak Günler’de suç tecavüzken, Karanlık Gece meselesini bir cinayet üzerinden aktarıyordu. Her iki filmde de obruklar adeta başrolde yer alıyordu. Tayfun Pirselimoğlu’nun Kerr filminde de görmüştük obrukları… Yozlaşmış toplumun yok edici halini ve her şeyi saklayışını anlatmak için şahane bir metafor değil mi?

TOPLUMSAL RAHATLAMA TERAPİSİ GİBİYDİ

Kurak Günler ve Karanlık Gece’nin açılış sahnesi bile birbirine benziyordu. Silah, şiddet, galeyan, erkeğin şiddet karşısında akıttığı salyalar ve linç… Her iki filmde de kasabaya gelen modern ve şehirli devlet görevlilerini izledik. Kasaba önce onları kendisine uydurmaya çalıştı, işin içinden çıkamayınca da farklı yöntemlerle zorbalık ve linç yoluna gitti. Her iki filmde de ana erkek karakterler cinsel yönelim meselesinden baskıya uğrayıp yalnızlaştırıldı. Benzerlikler üzerine daha çok şey yazabilirim. Ama ayrıldıkları yerler vardı. İki farklı final vardı ortada… Kurak Günler finaliyle tüm bu baskıya, linç kültürüne karşı karanlıklar içinde kalmamayı seçen ve umuda koşan bir final sundu izleyiciye… O nedenle sinemadan coşkuyla çıktık. “Oh be” diye sesler çıkıyordu hepimizden… Toplumun kanayan her yarasına parmak basıp, Türkiye’nin tüm utançlarını bir filme sığdırıp, sonunda da cesurca, o örümcek kafalı zihniyetten korkmadan bitiyordu film… Emin Alper bizi yeniden ablukaya alıp, finalde de Hakime Hanım’ın “Senin için en güvenli yer hapishane” diyerek karanlıklara hapsetmek istediği savcının, korkusuzca umuda yürümesi toplumsal bir rahatlama terapisi gibiydi.

GERÇEKÇİ VE MİNİMAL BİR FİNALDİ

Karanlık Gece ise ustalıkla ve sakince derdini anlattıktan sonra, finalinde bizi gerçeklikten uzaklaştırmadı. Yer yer umuda göz kırpsa da final sahnesinde kazananın ya da görünenin linç kültürü olması biraz canımızı sıktı. Ama final karesinde tünelin ucunda bir aydınlık olduğunu gördük, her ne kadar kar yağsa da… Benim için umutlu ama gerçekçi biten bir finaldi, sadece daha minimaldi. Seyirciyi umutla yükseltme duygusu taşımıyordu.

Bu kadar benzerliği olan iki film izledik ama aynı filmi izlemiş duygusunu asla hissetmedik. İşte sinemanın güzelliği de burada ortaya çıkıyor. Benzer yaşlarda olan, her ikisi de kendi sinema dilini oluşturmuş iki yönetmenin meseleye bakış açısını gördük. Film sonrası söyleşisinde Özcan Alper’in Karanlık Gece’yi 2019 yılında çektiğini öğrendik. Ödül töreni sonrası Emin Alper Kurak Günler’i çekmeden önce Karanlık Gece’yi izlediğini söyledi. Ödül töreninde 9 ödül alan yönetmen Emin Alper’di. Ama en iyi film ödülü Karanlık Gece’nin oldu. Hakkı mıydı? Kesinlikle hakkıydı. Aslında durum tam olarak şuydu: Kurak Günler en iyi film ödülünü alırsa Karanlık Gece’nin hakkı yenecekti. Karanlık Gece aldığında da Kurak Günler’in hakkı yendi duygusu oluştu.

ZARAFETLE YOLLARINA DEVAM EDİYOR

İyilik, adalet, hakkaniyet, mazlumun zalime dönüşmesi, zalimin mazlum gibi görünmesi, linç, baskılar, karanlıklar, kuraklıklar ve sonunda umut! Bir festival daha bu temalar etrafında yaşandı ve bitti. Festivalden geriye aklımda ödül töreninde Emin Alper’in ve Özcan Alper’in yaptığı konuşma ve sinemaları kaldı. Çünkü ikisi de sinemalarının üstüne bir basamak daha koymuş, sakince ve zarafetle yollarına devam ediyor. Emin Alper’i Tepenin Ardı, Abluka, Kız Kardeşler ve son olarak Kurak Günler filmleriyle izlemenin yüksek heyecanını yaşıyorum. Çünkü Emin Alper akademisyen de olduğu için meselesini anlatırken seyircisini birlikte büyüyeceği öğrencileri olarak filme dahil ediyor. Siz de onunla aynı basamakları çıkıyorsunuz. O size yol açıyor.

Özcan Alper’i Sonbahar, Gelecek Uzun Sürer, Rüzgarın Hatıraları, Aşıklar Bayramı ve son olarak Karanlık Gece izlemenin yüksek heyecanını yaşıyorum. Çünkü Özcan Alper sinemasında edebi bir yolculuğa çıkarırken, sizi yanına oturtuyor ve o yolu birlikte açıyorsunuz.

Son olarak Kurak Günler 25 Kasım’da vizyona giriyor. Mutlaka ama mutlaka izleyin. Karanlık Gece festival yolculuğuna bir süre daha devam edecek. Ama izlenecek filmler listenizin üst sıralarına şimdiden almalısınız. Ve unutmayın, bu filmler sinemada izlenir!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.