Gülseren Budayıcıoğlu konuştu!

TV

Ekranda kitaplarından uyarlanan Doğduğun Ev Kaderindir, Kırmızı Oda ve Masumlar Apartmanı, Doğduğun Ev Kaderindir ile son dönemin en çok konuşulan isimlerinden olan Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, Gazeteci Ayşe Arman'ın sorularını yanıtladı. Budayıcıoğlu, gelen eleştirilerle ilgili de açıklamalarda bulundu.

Ayşe Arman'ın kendi internet sitesinde yayınladığı o röportajdan bir bölüm: 

İşten kovulan psikologlar meselesi var. “Çıldıracak seviyeye gelmiş psikologlar var” adlı bir makaleyi sosyal medyada yayınladılar diye, size ait Madalyon Psikiyatri Merkezi’nde çalışan 5 psikoloğu işten kovmuşsunuz… Doğru mu?

Doğru… O, 5 psikoloğu işten kovduğum doğru! Aslında “kovmak” fiili bana ağır gelir. Benimle “kovmak” yan yana gelmemeli. Bugüne kadar böyle bir şey yapmadım da diyebilirim. İşten ayrılanlar filan oldu ama hepsiyle çok güzel ayrıldık. Fakat bu 5 arkadaşı kovdum! Beşi de sevdiğim insanlardı, emek verdiğim meslektaşlarımdı. Hele bir tanesi benim çok yakınımdı. O kadar üzüldüm ki. Bir gazeteciye aleyhimde öyle feci bir röportaj vermişler ki. Feci ötesi. Beni, olmadığım biri gibi gösteriyorlar. Efendim, giyimimize bile karışır, “Şöyle yapacaksınız’’ der, ‘’böyle giyeceksiniz!” der. Benim yıllarca onlara meslekte iyi olmaları için emek verdiğim cümleleri çarpıtmışlar, sündürmüşler… Hepsi de sayfasında paylaşmış, yani onaylamışlar…

Sizi seven kadar, sinir olan da var… Eleştiren, kafanıza domates atmak isteyen… Sebebi nedir sizce? Sadece kıskançlıkla açıklanabilir mi?

Ne zor soru bu!

Ne dersiniz? İnsanlar meşhur olmanızdan ve çok para kazanmanızdan mı rahatsız?

Benim bir Instagram sayfam var, herkes gibi ben de kendi çapımda oradan bir şeyler paylaşıyorum. Genellikle olumlu yorumlar yazıyor, takipçilerim. Ama bir gün, bir hanım şöyle yazdı. Bu, benim yediğim ilk büyük darbeydi! Dedi ki, “Siz, hasta bakarken para kazanıyorsunuz. Sonra o hastaların hikayelerini kitap yapıyorsunuz. Bir de oradan para kazanıyorsunuz. Şimdi de bir dizi yatınız, oradan kazanacaksınız! Bu nasıl bir haksızlık ya?!”

Cevap yazdınız mı?

Hayır, çünkü anladım ki bizim frekanslarımız ayrı! Ben, ona bir şey anlatamam. Bu tür yorumları, benim en çok sevdiğim insanlar yazıyor üstelik. Ben, gerçi yine de onları sevmeye devam ediyorum. Beni yaralamak için yapıyorlar. Hiçbir şey yazmayacağım ama bir gün bunun yanlış olduğunu söylemek için arayacağım onları. Anlamaya hazır olduklarında… Şu anda değiller. Beni üzmek, yaralamak ve zor durumda bırakmak istiyorlar.

Gündemde olmak aynı zamanda eleştirileri göğüslemek mi demek? Tüm bunları doğal mı karşılıyorsunuz? Yoksa yaralanıyor musunuz?

Yaralanıyorum! Ben, profesyonel olamadım. Etkileniyorum, üzülüyorum bu tür eleştirilere. Ben, bugüne kadar öyle çok fazla gündemde olmadım. Küçük bir çevre içinde, bir hoca olarak ünüm vardı. Ama şimdi işler değişti. Hiç bu kadar hırpalamamıştı insanlar. Bundan sonra daha mı çok hırpalayacaklar acaba diye de korkuyorum.

Mesela sizi, hastalarının mahremiyetini herkesle paylaşarak çıkar sağlamakla suçlayıp “gerçek hayat öyküleri” adı altında doktorluk etiğine, saygı duymamakla itham edenler oldu. Sizin yanıtınız nedir? Hakkınızda bu konuda açılmış bir dava var mı?

Hayır, tabii ki yok! Bunlar da yine yaralama amacıyla yazılan şeyler. Bir psikiyatrist hastasını ifşa eder mi? Bunu yapar mı? Yapabilir mi? Asla yapamaz! Ben de yapmam! Zaten bu tıp etiğine, insanlığa her bir şeye aykırı… Böyle saçma ve kötü niyetli bir suçlama olabilir mi?

Ezgi Mola’yı nasıl buluyorsunuz?

Ezgi Mola müthiş! Beni aradı, tanıştık. Ben onu ekrandan da çok severdim, ama tanışınca daha da çok sevdim. Nasıl değişik, nasıl can bir kız, bayılıyorum. Ve bu role nasıl asılıyor biliyor musun… Nasıl bir Safiye yaratıyor… Onun canlandırdığı Safiye’ye kızamıyor insan! Harikalar yaratıyor…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.