Bana 15 yıl önce “Türk dizileri toplumu kötü etkiliyor” dendiğinde şiddetle karşı çıkardım. “Dünyada televizyonun tek bir görevi var, o da eğlendirmek. Siz insanları evde ve okulda eğitirsiniz. Televizyonun toplumu eğitmek gibi bir görevi yoktur” derdim. Sonra ülkede şiddet arttı, bir kuşak Polat Alemdar, Süleyman Çakır denilen dizi karakterlerini gerçek yaptı ve taklit etmeye başladı. O dönem fazla ciddiye almadım, zira günün sonunda onlar gerçek değildi, sadece çok az bir kesimin bundan etkilendiğini adli tutanaklardan okudum. Çünkü suç işleyenlerin ifade tutanaklarını incelediğimde dizilerle ilgili bir gerekçe yoktu. Ama kameralar suçlulara döndüğünde dizilerden etkilendiklerini söylüyorlardı. Bu da aslında başka bir sorunu, ünlü olmaya duyulan hastalıklı durumu açığa çıkarıyordu.
AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI
Aradan yıllar geçti, ülkede şiddet arttı. Türü aksiyon olan mafya, kabadayı dizileri de ekranda hükmünü ilan etti. Öyle ki, önce haberlerde gerçek erkek şiddetinin yansımalarını izledik, sonra dizilerde gerçeğin kurgulaştırılmış haline maruz kaldık. Çoğu zaman da at izi it izine karıştı. Kumandanın sahibi kadınlar ekranları da erkeklere kaptırdı. Yıllar içinde kendi aramızda “erkek dizisi” dediğimiz onlarca iş yapıldı. Ve ben hepsini iş gereği sadece ilk bölüm izledim ve sonra yüzlerine bile bakmadım. Zira bu kadar şiddet benim gibi bir eleştirmen için bile çok fazlaydı. Ancak geçen perşembe akşamı Show TV’de başlayan Veliaht fikrimi değiştirecek gibi görünüyor.
BAĞIMSIZ SİNEMA TELEVİZYONA ÇIKARMA YAPTI
Yapımını Faro Yapım ve Gold Film’in üstlendiği, yapımcılığını Yamaç Okur, Faruk Turgut ve Mehmet Eryılmaz’ın yaptığı Veliaht’ın yönetmen koltuğunda Sinan Öztürk ve Tunahan Kurt oturuyor. Dizide Akın Akınözü, Serra Arıtürk, Ercan Kesal, Erkan Kolçak Köstendil, Hazal Türesan, Derya Karadaş, Tansu Biçer, Burak Altay, Erdem Şenocak, Bora Akkaş, Arif Pişkin, Ayşegül Ünsal, Sabahattin Yakut, Semra San, Kayhan Açıkgöz rol alıyor. Senaryoda ise Tunahan Kurt, Berrin Tekdemir ve Necip Güleçer imzası var. Orijinal hikaye Tunahan Kurt’a ait. Bağımsız sinemacılarla dizi sektörünün buluşması gibi adeta Veliaht ya da bağımsız sinema televizyona çıkarma yaptı diyebiliriz. Baksanıza Yamaç Okur, Mehmet Eryılmaz, Tunahan Kurt, Erdem Şenocak, Tansu Biçer ekranda olsalar bile festivallerden tanıdığımız isimler…
POLİSLİKTEN SİNEMAYA…
Tunahan Kurt’u festival takip edenler Karganın Uykusu’ndan hatırlayacaktır. Adanalı bir polis olan ve gönlünü sinemaya kaptırınca seçimini beyazperdeden yana kullanan Tunahan, aldığı ödüllerin de verdiği cesaretle Veliaht’ın hikayesini görücüye çıkarır. Yine bağımsız sinemadan televizyona geçen bir başka isim olan Yamaç Okur hikayenin doğurganlığının kokusunu alır ve bir araya gelirler. Yamaç Okur televizyonda Ay Yapım imzalı Çukur dizisinin genel koordinatörlüğünü yaptıktan sonra ayrılıp kendi şirketini kurdu ve BluTV’ye Magarsus’u yaptı. Ardından da Veliaht’ın hazırlıkları başladı.
“KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDİYORUZ” DUYGUSU YAŞATIYOR
Farkındaysanız dizinin oyuncu kadrosu ve yönetmeni çoğunlukla Çukur dizisiyle benzeşiyor. Belki de o nedenle izleyiciye “Kaldığımız yerden devam ediyoruz” duygusu yaşatıyor. Veliaht, Halef adıyla geçen sezon yayınlanacaktı. Bütün oyuncu seçimi tamamlanmışken bir anda ertelendi. NOW’da yayınlanacak başka bir işin adı Halef olunca adı da değişti ve Veliaht oldu. Sonra başrol oyuncusu Akın Akınözü diziden ayrıldı. Ancak Gold Film projeye ortak olarak girdi ve dizi bu sezon için yeniden hazırlandı. Akın Akınözü de projeye döndü.
ERKEKLER DÜNYASINDA CİDDİYE ALINMAZ
Perde arkası hakkında yeterince bilgi sahibi olduysak artık Veliaht’ı konuşabiliriz. Ekibe Atlas Sineması’ndaki izlemede de söyledim. Ben bu tür işleri yani şiddetin estetize edildiği projeleri sevmem ama Veliaht’ın sonraki bölümüne dair merak duygum ve izleme dürtümü artıran bir ilk bölümdü. Öncelikle son yıllarda izlediğim en iyi jenerik tasarımı olduğunu söyleyebilirim. Veliaht; Esenler Otogarı’nı kendisine dünya yapmış ve orada edindiği güç uğruna eşinden, ortağından, çocuklarından hatta kendinden bile vazgeçen Zülfikar Karslı’nın kendi yerine geçecek veliaht aramasını konu ediniyor. Kanser hastası olan ve 6 ay ömür biçilen Zülfikar, çocukken annesi gözünün önünde öldürülen, o nedenle evden dışarı çıkamayan oğlu Zafer’i yerine geçirmek ister ama Zafer bir türlü evin kapısından dışarı çıkamaz. Kızı Derya Esenler Otogarı için elinden geleni yapar ama kadın olduğu için erkekler dünyasında ciddiye alınmaz. O nedenle Zülfikar insanlara Zafer diye göstereceği birini arar. Zülfikar tarafından öldürülen babasının intikamını almak için Esenler Otogarı’na dönen Yahya’nın da sıkıştırmasıyla soluğu oto tamircisi Timur’un yanında alır.
AKIN AKINÖZÜ BAMBAŞKA BİR PERFORMANS SERGİLİYOR
Biz bundan sonra babasının kumar borçlarını ödeyen, annesine ve kardeşine iyi bir hayat sunmaya çalışan Timur'un ölüp Zafer olma hikayesini izleyeceğiz. Yani bizi bir sır yumağı, aşk üçgeni ve güç savaşı bekliyor. Geçmişin külleri arasında kalan Yahya ve Derya aşkı da bir anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğacak gibi görünüyor. Dizinin gerçekten çok iyi bir oyuncu kadrosu var. Neredeyse hiçbir karakter boş yapmıyor. Ve yalan söyleyemem dizide en zor görev Akın Akınözü’ne düşüyor. Hercai, Kaderimin Oyunu ve Tuzak’la tek tip jön kalıbında oynayan Akınözü bu dizide öyle bir performans sergiliyor ki, bambaşka bir oyuncu izliyorsunuz. Bu çok kıymetli, çünkü işe kafa yormuş ve elinden gelenin fazlasını yapmak için çabalamış. Emeğine sağlık, umarım üstüne koymaya devam eder.
OTOGARIN SESİNDEN MAHRUM KALDIK
Dizide Erkan Kolçak Köstendil ve Hazal Türesan ikilisinin canlandırdığı Yahya ve Derya aşkını, Burak Altay’ın oynadığı Recep karakterinin altından nasıl bir acı çıkacağını, Timur'un hızla aşka düşüşünü, Zafer'in yok sayılmasını, Derya'nın erkekler dünyasındaki savaşını, Vezir'in hikayesini merak ediyorum. Gelelim dizinin en büyük eksikliğine... Dizinin açılış sekansı muazzamdı. Veliaht'ın söylemi de fazlasıyla iddialı: "Bir şehri tanımak için o şehrin otogarına bakacaksın." Ama işte o otogarın sesinden mahrum bıraktı dizi bizi ve sırtını arabesk müziğe dayadı. Yani İstanbul'u otogardan tanıdık ama duyamadık.
GERÇEKLİK DUYGUSUNDAN KOPMAZSA HER HAFTA BİRİNCİ OLUR
Ezcümle; bir hayalin gerçeğe dönüştüğü, tüm oyuncu kadrosunun inandığı, ekranda yeni bir şey söylemeyen ama izleyiciyi ekran karşısına oturtacak tek şeyi yani merak duygusunu kendisine yoldaş yapan öyküsüyle Veliaht ilk bölümden kalpleri çeldi. Bundan sonra kadın hikayesine ağırlık verir, gerçeklik duygusundan kopmaz ve sırları güzel örerlerse sadece ilk hafta değil, her hafta birinci olurlar. Üstelik her üç hategoride de... Umarım özeni sürer, tüm ekibin emeğine sağlık...