Zümrüdüanka dizisinde Zümrüt karakterine hayat veren Ceren Yılmaz FOX'un sorularını yanıtladı. Oyuncu iş ve özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu.
Daha önce FOX’un “Deli Gönül” dizisinde rol almıştınız. Öncelikle ailemize yeniden katıldığınız için çok mutluyuz. Zümrüdüanka dizisiyle izleyiciyle buluşmaya devam ediyorsunuz, diziye gelen tepkiler de oldukça güzel. Dizide rol almadan önce, bu başarıyı elde edeceğinizi düşünüyor muydunuz?
Ben de yeniden FOX ile çalıştığım için çok mutluyum. Dizinin senaryosunu okuduğum anda bu başarıyı elde edeceğimden emindim aslında çünkü proje o kadar belli ediyordu ki kendini, geriye sadece benim çabam kalıyordu.
Dizinin Kapadokya’da çekileceğini öğrendiğinizde ne hissettiniz?
Çok sevinmiştim çünkü o zamanlar Kapadokya’nın soğuğunu hissetmemiştim.
Rol arkadışınız Alp Navruz ile karşılıklı sahneleriniz nasıl geçiyor?
Benden tecrübeli olduğu için benim açımdan faydalı oluyor, çok şey öğreniyorum ondan.
“SETTE VAKTİN NASIL GEÇTİĞİNİ ANLAYAMIYORUZ”
Ekip olarak çok güzel anlaştığınız ekranlara da yansıyor. Sette vakit nasıl geçiyor?
Dediğiniz gibi; açıkçası sette vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyoruz. Hem oyuncular, hem ekip çalışanları çok uyumlu ve mutlu.
Kadroda birçok deneyimli oyuncuyla birlikte çalışıyorsunuz. Kendinize örnek aldığınız oyuncular var mı?
Dürüst olmak gerekirse, herkesin ayrı ayrı beğendiğim yönleri var. O yüzden özellikle bir isim veremem. Hepsinden bir şeyler kapmaya çalışıyorum. ☺
Zümrüt senaryo gereği çok ağlıyor, üzgün sahneleri epey fazla. Bu gibi sahnelerin sizi zorladığı oluyor mu?
Sahne öncesinde duygu durumumu ona göre hazırlamam gerekiyor. Fakat sahneye girmeden önce bazen dış faktörlerden dolayı konsantrasyon bozacak durumlar olabiliyor. Üstüne bir de Kapadokya’nın soğuğu ekleniyor. Kolay olduğunu söyleyemem ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.
Samsun doğumlusunuz. En son ne zaman Samsun’a gitme şansı buldunuz ve şehrin özlediğiniz yanları neler?
Pandemi sürecimin yarısını, sete başlamadan önce, Samsun’da geçirdim. Memleketimi, ailemi, arkadaşlarımı çok özlüyorum ama üniversiteden beri evden uzak yaşadığım için artık alıştım bu duruma. Sık sık gittiğim için de hasret giderebiliyorum.
“Alice olsaydım eğer harikalar diyarım kesinlikle Brugge olurdu” demişsiniz. Brugge’ın en çok beğendiğiniz tarafları neler oldu?
Brugge şehrinin mimari yapısı bana hep çizgi filmlerini anımsatmıştır. Bu yüzden bir harikalar diyarı izlenimi veriyor bana. E bir de meşhur çikolataları girince işin içine :) Gerçi 4 aydır şekeri hayatımdan çıkardım. Ama oraya gidersem dayanabilir miyim bilmiyorum. ☺
Haziran doğumlusunuz ve ikizler burcusunuz. Burcunun özelliklerini taşıdığınızı düşünüyor musunuz?
Fazlasıyla taşıyorum, hatta yakın çevremdeki arkadaşlarımın çoğu ikizler burcu. İkizler burcu insanı kimseyle değil kendisiyle ilgilidir ve önyargısızdır genelde. Ben de kendim gibi insanlarla bir arada olmaktan hoşlanıyorum. Başkalarının ne yaptığıyla ilgilenmeyen, kendi hallerinde, eğlenmeyi seven insanlarla. Tabi ikizler burcuyla ilgili bir “çift karakterli” söylemi de var. Evet, tabi ki çift karakterli gibi görünebilirim. Karşı taraf beni üzdüğünde ya da mutlu ettiğinde aynı kişi olamam. Duygularımı ve tepkilerimi anında belli ederim. O yüzden “Az önce gülüyordun, şimdi neden ağlıyorsun?” sorusu gelebilir, bu doğaldır. Bence ağlayacak kadar doluyken, gülmeye çalışmak samimi değildir. Neysem oyum, samimiyet önce gelir benim için.
Sosyal medya paylaşımlarınızda özlü sözlerini kullanmayı sevdiğinizi gözlemledik. Bu ilginizi neye bağlayabiliriz?
Okumayı çok seviyorum. Genelde psikoloji ve felsefe okuyorum. İnsanların psikolojik ve sosyolojik durumlarını, neye neden tepki verdiklerini araştırmayı seviyorum. Böylelikle daha kolay empati kuruyorum. Bu, işim açısından da bana yararlı oluyor.
Oyunculuktan arta kalan zamanlarda yapmaktan keyif aldığınız bir hobiniz var mı? Set dışında, nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Set dışında yaratabildiğim her fırsatta vakit geçirdiğim iki yer var; birisi at çiftliği, diğeri heykel atölyesi. Kendimi bu iki alanda da özgür hissediyorum. Set dışında kendim için bir şeyler yapıyor olmak beni mutlu ediyor.
