Günah Keçisi Anton ve Daltonlar

KÜLTÜR SANAT 27.12.2020, 01:12 28.12.2020, 11:05
Günah Keçisi Anton ve Daltonlar

Artık içilen bir kahvenin ne hatırı, ne şekeri var. Avuç içlerimiz de eskiden kalma birkaç gülüş kaldı. Bu dünyanın tadı da mis gibi kalpler tarumar edildiği gün zaten kaçtı. İnsan kendine olan yakınlığını, vicdanı ile olan iletişimini yitirdiğinden artık iç açıları toplanamıyor. Bölünerek üreyenlere akraba oldu bölerek yaşama tutunanlar. Oysa Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar'ı naifti. Bu düzenin kurucularıysa tam bir neagleria amfibisi.

Hikayelerimizde benzemez oldu birbirine. Evvelce aynı açıdan değil aynı acıdan bakanlar öyle ya da böyle anlardı birbirlerini. Avuç içlerimiz de eskiden kalma kürd-i hicazkarlar kaldı. Yeşilçam hikayeleri gibi onları da yitirdik, tükettik.

Yeşilçam’da mutlaka kötü bir karakter olur, tüm iyiler ona karşı mücadele eder; iyiliğin, hakkaniyetin, doğruluğun kazanabilmesi için canları pahasına büyük bir savaşın içine girerlerdi. Kötü yola sapmış bir kimsenin, doğru yolu bulabilmesi için; ceplerde yoksa yüreklerden verilir, kazanılırdı hayata tutundurulurdu küsmüş olan kişi ya da kişiler.

O filmlerde çekimser, belaya bulaşmak istemeyen, tarafsız görünen bir karakter olur. Olup biteni izler ve kötülüğe karşı altın vuruşu genelde onlar yapardı. Fakir genç, bilinçli bir şekilde ortaya çıkarılan engelleri her şeye rağmen aşar kavuşurdu çok zengin ve iyi kalpli sevdiğine.

Şimdiki filmlerse bir garip yalnızlaştırıyor iyileri. Öylesine psikolojik şiddete maruz bırakılıyorlar ki, elleri kolları bağlanarak hiç oksitlenmeden lahit sandıklarından bir mucizeyle sandığın kapağını kırıp çıkmaları isteniyor. İzleyen olarak, "Çıkma o sandıktan sakın, orada kal, dışarısı çok kötü" diye haykırmak geliyor insanın içinden. Gerçi milattan önce üç yüzlerde,hatta net tarih olarak milattan önce 399’da 70 yaşındaki Sokrates’i mahkemelerde süründürüp ölüm cezası veren de aynı insanlıktı. Ona idam cezası verenler değil de, Sokrates’in savunmasının ve eserlerinin günümüzde yaşıyor olması yeterli bir cevaptır aslında anlayana.

Ama insan ister istemez milattan öncesiyle uzay çağının insani anlamda biraz farklı olmasını arzuluyor! Haklı olmanınsa tüm cazibesini yitirmişliği var artık avuçlarımızda. El ele vermiş tüm dünya Anton sendromu yaşıyor. Beynimizi yiyerek besleniyor neagleria parazitleri. Her yıl yeni günah keçileri icat ederek kötü talihten uzaklaşmış, arınmış, ak pak olmuş sayıyorlar kendilerini. Sizin thargelia şenliklerinize katılmamak bizim onurumuz olur ancak. Göreceksiniz, iyi kalpliler bir gün mutlaka kazanacak!

Yorumlar (1)
Rahşan Önal 3 yıl önce
Kaleminize kuvvet yüreğinize sağlık ..