Bir dostluk ve aile hikayesi

KÜLTÜR SANAT 17.11.2020, 11:47 12.01.2021, 16:23
Bir dostluk ve aile hikayesi

Gülay Erdoğan Akkaya ve Uğur Akkaya. Birbirini seven, yaptıkları işi seven, dostluk ve aile duygusunu restoranlarına yansıtmış bir çift. Sayım Çınar Gümüşlük’ün saklı güzelliklerinden Pina’yı onlarla konuştu, ortaya iç ısıtan bir hikaye çıktı.

Pina geniş bir alana yayılmış güzel bir restoran. Kendisine ait bir duygusu var. Pina’nın hikayesini dinlemek isterim sizden.

2007 yılında kuruldu, kardeşim Gülden kurdu. 2013, 2014’te ufak bir ara verdi, sonra 2016’da geri döndü. Bir yerlere danışılarak, birilerini taklit ederek yapmadık burayı. İçimizden gelen seslerle, renklerle bugününe, bu haline getirdik.

Uğur sen ne dersin?

Pina, su ürünleri ve balık satışı yapan bir şirketti. Biz 2016 yılında ortak olarak onun balıklarını restoranlara satarken bu fikir genişledi ve bugüne geldik.

“Yemeğin bağlayıcı bir yanı var.”

Korona döneminde işletmecilik yapmak kolay değil. Bodrum’da daha izole bir durum var mı? Normal bir sezon mu geçirdiniz?

Doğruya doğru, ilk başta kaygılıydık. Sonrasında karı koca aşçılarımızla az yardım alarak kendimiz çalıştık. Arkadaşlarının bahçesinde güvenli bir ortamda yemek yediklerini hissetti misafirlerimiz. Alışveriş, temizlik, yemek pişirme, ağırlama... Hiçbirini iş olarak görmedik, evimizin bahçesinde dostlarımızı ağırladık sanki. Koronayı unuttuk. Kendini güvende hissetme duygusu verince de devamı güzel geldi. İlk geliyorlar, arkadaşımız yönlendirdi diyorlar, ikinci gelişte sarılmak istiyoruz size diyorlar. Samimi ve sıcak toplaşmalar oluyor burada. Yemeğin çok bağlayıcı bir yanı var. Annemin keki gibi diyor, babam da balığı böyle yapardı diyor. Bu lezzetleri hatırlatıyoruz biz.

Ürünlerinizi anlatın isterim, özel lezzetleri var Pina’nın.

Bu sene kahvaltımız çok ilgi gördü. Boğa burcuyum, yemeği ve sunumu çok severim. Lezzet çok önemli ama sunum da çok önemli. Masaya bir peynir tabağı koyduğumda gözlerde o gülümsemeyi, beğeniyi arıyorum. Pizzalarımız çok sevildi. Mezelerimiz de. Günlük yapıyoruz. Fazla miktarlarda yapmıyoruz, taze, sevdiğimiz baharatlarla özel mezeler. Balıkta da günlük elbette. Çok uzun yıllardır balık sektöründeyiz. Çok güzel bir network oluştu. Stoklama yapmadık hiçbir zaman. Çok güzel bir etki sağladı bu yaklaşımımız.

Profili nasıl değerlendirirsiniz, kimler geliyor size?

Renkli bir ortam Pina bahçesi. Tek bir renk yok, mavi beyaz değil, rengarenk. Bizi farklı kılan renkli olmak. Farklı kültürler de bir araya geliyor burada, tıpkı bizim renklerimiz gibi. Doğu batı sentezi var burada. Bizim yaşantımızı görüyorsunuz. Eğer insanlar bir yerde görünmek istiyorsa, magazincileri istiyorlarsa bizi seçmezler. Eğer burada gerçek sohbet isterlerse, lezzet isterlerse o zaman bizi seçerler.

“Kendimize özel, bizi biz yapan tariflerimiz var.”

Çocuğunuz ve köpeğiniz de bahçede. Aile ortamını hissediyoruz. Yarattığınız, aileden müşteriye gelen yemekler var mı?

Pina mezesi. Kabak kavurma değil, Pina’ya özel baharatlarla, köri kimyonla ve ayçiçeğiyle hazırlıyorum. Bol ceviz, sarımsaklı yoğurt, dereotu. Bunu yiyen tüm misafirler tarif sordu. Ben mutlaka tarifi eksiksiz veririm. Yapsın insanlar. Evde yaparken bizi hatırlasın. Acı biber reçeli, çıtır börekler, akıl karı değil ama biz mini mini börekler yapıyoruz. Çıtır kabağımız çok sevildi. Var yani kısacası kendimize özel, bizi biz yapan tariflerimiz.

Dünyanın psikolojisi belli. Pozitifliğinizi neye borçlusunuz? Burada pandemiyi unutuyor insan.

İçten gelen bir şey. Durduramadığım bir sevgim var. Yaşama olan tutkum, insanlara olan sevgim. Bir kahve sunarken bile o gülümsemenin peşindeyim. Ortak sorunlarımız var artık pandemiyle beraber. Kimse para istemiyor, kimse büyük ev istemiyor, ortak bir noktada birleştik hepimiz, duamız ve rızamız bir. Korona öncesi hayatını özlüyor herkes aslında, meğer ne güzel hayatlarımız varmış diyorlar.

Gelip de seni çok heyecanlandıran bir isim oldu mu peki Pina’ya? Müdavimlerinizi anlatır mısınız?

Çok insan oldu. Birsen Tezer. Seray Sever. Çağan Irmak. Sermiyan Midyat, Hindistan’da çekilen Bir Baba Hindu filminin senaryosunun bazı bölümlerini burada yazdı. Birce Akalay, Can Tunalı da misafirlerimizden. Pinhani grubu geldi. Oğlumuzla top oynadı Sinan bey. Gözde Öney hep gelir. Jehan Barbur yine aynı şekilde. Ekrem ve Dilek İmamoğlu’nu da unutmamak gerek.

4 yılın sonunda neler öğrendiniz peki, Pina size neler öğretti?

B planı olmadan mutlu etmek çok güzelmiş. Mutluluğu merkeze koymak çok güzelmiş. Maddi manevi de dönüyor bu duyguyla iş yapınca. Çok güzel insanlar biriktirdik. İnsanlardan çok güzel destekler gördük. Zor bir seneydi, iki kişi çalıştık ama oldu. Belki farkında bile değil çoğu misafirimiz bize ne kadar iyi geldiklerinin.

Uğur: Araştır, doğruyu bul. Mottom bu. Bir yandan da önyargılardan sıyrılmayı öğrendim. Su gibi akmayı öğrendik. Hiç beklemediğim insanlardan hiç beklemediğim güzellikler öğrenmeyi öğrendim.

Yorumlar (0)