Hepimiz değişime hazır olmalıyız

TV 02.05.2020, 23:18 04.05.2020, 11:42
Hepimiz değişime hazır olmalıyız

Teknolojinin baş döndürücü hızına yetişmek herkes için ayrı bir iş oldu. Zamanı sürekli ileri saran ve her gün farklı teknolojileri hayatımıza sokan sihirli bir elin etkisindeyiz hepimiz. Teknolojinin etki alanı her geçen gün büyürken iş yapış modellerimiz de günden güne değişiyor. World Economic Forum (WEF) tarafından yayımlanan “İşlerin Geleceği” başlıklı bir raporda yaklaşık 3 yıl içerisinde 1 milyona yakın iş yok olurken, 1.74 milyon yeni işin ortaya çıkacağı iddia ediliyor.

3 kare fotoğraf atınca iş biterdi

Teknolojinin en çok etki ettiği alanların başında da iletişim ve ona bağlı işler yer alıyor. Haber merkezine gelen faxla habere gidip bilgisayar başında o haberi yazmak için sıraya girdiğimiz günler çok da uzak değil aslında. Basın gezilerine faxla çağrıldığımız dönemden mail ile elektronik postamıza düşen e-davetiyelere, basın açıklamalarına göz açıp kapayınca kadar bir hızla geçerken her şey ışık hızına sabitlendi sanki. Eskiden terk derdimiz (dizinin, filmin, tanıtımını yaptığımız projenin) gazeteye geçeceğimiz haberini sabah 10.00’a kadar yetiştirebilmekti. Haberi yazdığınız bülteni (Asmalı Konak’ın setinden ilk kare, Öyle Bir Geçer Zaman ki kadrosuna yeni oyuncu...vb) 3 kare fotoğrafla mail atınca bütün koşuşturmaca biter ertesi gün gazetede ne kadar yer aldığını ya da almadığını kontrol etmek kalırdı.

Şimdiyse dijitalleşen çağla birlikte hayatımızda Facebook, Instagram, Twitter, Youtube başta olmak üzere, sosyal medya ve yüzlerce dijital mecra var. Başrol oyuncularının sette çektiği tek kare ile günü kurtarırken şimdi her bir mecra için ayrı ayrı fotoğraf çekmek ve seçmek zorundasınız. Set fotoğrafçısına sette çekeceği karelerle ilgili brif verirken artık poz poz bu Instagram, bu Facebook, bu dizinin internet sayfası için diye ayrım yapıp, kullanım kılavuz kitapçığı gibi talimatnameler yazıp paylaşıyoruz.

Dengeleri gözetmek zorundasın

Haberleri servis etme şeklimizde değişti. Sabah 10.00 gazeteye geçtiğimiz haberi (mümkünse sosyal medyaya düşmeden) aynı gün 12.00’de internet sitelerine ve dijital mecralara servis ediyoruz. Genellikle ertesi gün gazetede çıkacak haberi öldürmemek adına bülteni sosyal medya diline uyarlayıp kısaltmayı tercih ediyorum. Aynı şekilde internet sitesinde yer alacak fotoğrafların da en az iki karesinin farklı olmasına gayret ediyorum. Böylece hem gazetedeki haberi kollarken, hem de dizi, film ya da tanıtımını yaptığım herhangi bir projenin iletişimini farklı karelerle çıkararak zenginleştirmiş ve her mecra da konuşturmuş oluyorum. Gelişen ve sürekli yenilenen teknolojiye ayak uydurup ona uygun içerikler üretenlerin ayakta kalacağı bir dünyadayız artık. Pek çok dengeyi gözetmek korumak zorundasınız

Sadece gelişen teknoloji değil, değişen jenerasyon da iletişim başta olmak üzere pek çok alanda davranış değişikliği yaşanmasına sebep oluyor. Şu an için bizi yönlendiren 3 kuşak var: X, Y, Z kuşakları. Bu kuşakların tercihleri neticesinde giderek bütünleşen iletişim ve teknoloji dijital medya, dijital pazarlama, dijital itibar yönetimi, dijital reklam gibi kavramlar hayatımıza girdi.

Çağın ihtiyaçlarını gözlemlemelisin

Geleneksel medya listesinin yanına şimdi Influencer, Youtuber da eklendi. Artık ürettiğin bir içeriği/haberi gazete ve gazetelerin internet sitesi dışında tüm sosyal mecralara da taşıyarak 360 iletişimini yapmak önem kazandı. Gazetede çıkan röportajların artık büyük bir kısmı video olarak da çekilip yayınlanıyor. Bulunduğun çağın ihtiyaçlarını gözlemlemek, buna uygun yaratıcı farklı içerik üretmek değer kazandı. Hemen her dizinin kendi sosyal medya hesabı var. Sırf bu hesaplar üzerinden istediğin haberi/içeriği üreterek kendi tanıtımını kendinin yapması bile mümkün.

Sadece teknoloji mi? Şu anda içinde bulunduğumuz Covid-19 ve karantina süreci de iletişim biçimimizi değiştirdi ve değiştirmekte... Evlerimizden çıkabildiğimizde bile pek çok şeyi farklı yapacağız artık! Yaklaşık bu 50 günlük süreçte evden çalışırken günde en az 1-2 tane Google Meeting ya da Zoom üzerinden pek çok toplantı yapıp, röportajlar gerçekleştirdik. TV kanalları ve yapım şirketleri haftalık toplantılarını aynı şekilde yaptılar.

Set röportajı yerine Zoom tercih edilecek

Eskiden şehir ya da yurtdışında olan senarist ve yönetmenler için tercih ettiğimiz bu toplantılar daha da yaygınlaşacak. Trafik ve yetişme kaygısı olmadan pek çok proje toplantısı mümkün olduğunca bu şekilde yapılacak. Yine karantina sürecinde evlerden güvenli şekilde gerçekleştirdiğimiz yaklaşık 18 röportajı hayat normalleştiğinde bile aynı şekilde yapmayı tercih edeceğiz. İstanbul dışındaki setlere gazeteciyi götürmek yerine Zoom’la bağlanıp hem yazılı, hem de video röportajlar yapacağız. Aynı şekilde birçok aylık dergi de stüdyo da çekim yapamadığı için ünlü isimlerle Zoom ve onun gibi programlar üzerinden fotoğraf çekimleri gerçekleştirdi.

Sıfırdan başlamak iyi gelir

Sınırların, kısıtlamaların insanın içindeki yaratıcılığı artırdığına inanlardanım. İnsanoğlunu ne kadar sınırlar, imkanlarını kısıtlarsanız o ölçüde daha yaratıcı olur. Yenilikler de öyle, onunla savaşmak yerine ayak uydurup uyum sağlamaya çalışmak gerek. Adapte olmaya çalışırken bilmediğimiz birçok yeteneğimizi keşfedip kapasitemizi geliştirebilir, kriz diye gördüğümüz şeyleri fırsata çevirebiliriz. Gelişen teknoloji ve zaman bizim kontrolümüz dışında. Kontrolü bizim elimizde olan tek şey ise bizim bakış açımız. Teknoloji ve onun getirdiklerinden kaçış olmadığına göre yeniliklerle barışık olmalıyız. Siz yeter ki öğrenmeye açık olun, hem bazen tüm bildiklerinizi bile unutup sıfırdan başlamak, tersi yüzüne çevirmek iyi gelir. Şemş-i Tebrizi’nin dediği gibi; “Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

Yorumlar (0)