73 yıllık aşkın sırrı: Tolerans ve empati

YAŞAM 10.04.2021, 22:57 12.04.2021, 10:46
73 yıllık aşkın sırrı: Tolerans ve empati

Genelde sonu mutlu değil de acıklı biten aşk hikayeleri insanları daha çok etkiler, dizi ve filmlere konu olur. Ancak geçtiğimiz hafta içi 99 yaşında hayata gözlerini yuman Prens Phillip ve Kraliçe 2. Elizabeth’in zamana meydan okuyan aşkları, değil beyaz perde masallara ilham olacak cinsten.

Biz eşim Barış'la flört dönemi ile birlikte ara ara "Dile kolay 25 yıl, ömrümü verdim sana" diye takılırız, neredeyse 3x 25 yıla eşit birlikte geçirdikleri zaman. Birlikte devirdikleri 73 yılın sırrına geçmeden önce çok kısa çiftin yaşamına beraberce göz atalım.

1938 yılında tanıştıklarında Elizabeth 13, Phillip ise 18 yaşında imiş, o günden sonra sık sık mektuplaşan ikili bundan 9 yıl sonra evlenebilmişler. O da Elizabeth’in babası Kral 6. George’un onay vermesiyle gerçekleşmiş. Saray ve çevresi bayağı muhalefet etmişler bu evlilik için. Ama zar aşktan yana gelmiş. 1952 yılında Kraliçe olan Elizabeth için Phillip pek çok şeyden vazgeçmiş, bunlardan biri de sigara. "O da bir şey mi" demeyin, ben şimdi Barış’tan sigarayı benim için bırakmasını istesem, "Eve bir uzaylı girmiş" demem kadar ciddiye alır. İçmeyen biri olarak bu illeti içen ve bağımlısı olan biri ile yaşamak zor gerçekten de.

Kraliçe II. Elizabeth'in babası George da sigara içermiş ve bu nedenle Kraliçe sigaradan nefret ediyormuş. Evlenmeye karar verdikleri zaman Phillip düğünlerinin olduğu sabah son sigarasını içmiş ve daha sonra Kraliçe sevmediği için bir daha asla içmemiş. İşte ben buna gerçek aşk derim…

Elizabeth Kraliçe olduğunda birden çok fazla güce sahip olmuş ve zorlanmış. Ona yardım etmek için Phillip hiç tereddüt etmeden deniz kuvvetlerindeki görevini bırakmak zorunda kalmış. Ayrıca bu dönemde Prens Phillip çok fazla istememesine rağmen Buckingham Sarayı'na taşınmalarını da kabul etmiş.

İngiltere'nin saray kesiminde yıllardır çiftler ayrı yatak odaları kullanıyorlarmış ama Prens Phillip ve Kraliçe Elizabeth bu geleneği bozmuş. Arada kapı olan yatak odalarını birleştirerek 73 yıl aynı yatağı paylaşmışlar. Tüm gücünü eşi Phillip’ten aldığını onu sakinleştirdiğini söyleyen kraliçe uzun aşk ve evliliklerinin sırrını tolerans olarak açıklamış. Bunca yıl içinde fırtınalı çalkantılı dönemler yaşasalar da empati kurup birbirlerini anlamaya ve hoşgörü ile yaklaşmaya çalışmışlar. İşte hoş görmek hepimizin en ihtiyacı olan şey kesinlikle. Şimdi tanışsalardı, acaba Elizabeth ve Phillip evlenip yine de mutlu bir evlilik sürebilir miydi? Günümüzün yaşam şartları, teknoloji ve hızlı tüketim kültürü aşkları da değersizleştirdi. Efsane aşklar ya tarih sayfalarında ya da dizi ve filmlerde kaldı. Umarım kısa bir süre içinde The Crown dışında Elizabeth ve Phillip’in aşk hikayesini film olarak izleriz. Onlarınki gibi örnek ve zamana meydan okuyan aşklar çıkar mı, yaşanır mı çok zor bence.

Söylediklerimi daha iyi anlatabilmek için tarihe geçen unutulmaz aşkları bir hatırlamakta fayda var.

  • Frida Kahlo ve Diego Rivera
  • Monaco Prensi III. Rainer ve Grace Kelly
  • John Lennon ve Yoko Ono
  • Napolyon ve Josephine
  • Simone de Beauvoir ve Jean Paul Sartre
  • Jane Birkin ve Serge Gainsbourg
  • Salvador Dali ve Gala
  • Adolf Hitler ve Eva Braun
  • Evita ve Juan Peron
  • Marilyn Monroe ve Arthur Miller

Bizim topraklardan da eklersek listeye bakın kimler var;

  • Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan
  • Meral-Yaman Okay.
  • Nazım Hikmet-Piraye Hanım.
  • Eren-Bedri Rahmi Eyüboğlu.
  • Sadri Alışık-Çolpan İlhan.
  • Fatma Girik-Memduh Ün.
  • Bülent-Rahşan Ecevit.

Kimi coşku kimi hüzün dolu bu yaşanmış hikayelerin ortak noktası aşklarının elle tutulur kadar gerçek olmaları idi.

“Senin çirkin olduğunu söyleyen annemden nefret ettim. Sana benim gibi bakamayan herkesten. Senin güzelliğini görememelerini anlayamadım hiç… Ama sevgilim, bir daha gelseydim dünyaya yine seni severdim… Canlı canlı çürüyeceğimi bilerek!”

Sırf bu sözler bile Frida&Diego aşkının büyüklüğünü ve derinliğini bizlere çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor.

Günümüzün zor şartları yetmezmiş gibi bir de covid belası çıktı aşkın, aşkların başına.. Dokunamadan, sosyalleşemeden yaşanan sanal aşklardan da efsane ilişkiler unutulmazlar çıkar mı göreceğiz…Hayatınızdan aşk her şeye duyulan aşk (iş,çocuk, hayvan, eş vs) eksik olmasın. İyi pazarlar.

Yorumlar (0)