20.09.2020, 12:52

Sinema filmi çekmeli mi, çekmemeli mi?

Herkes bunu konuşuyor. Kimi "Gişe yok, sinema filmi çekmek delilik" diyor. Kimi tam tersini film çekmenin tam zamanı olduğunu söylüyor. Sektör içi, sektör dışı herkesin fikri var; kısmen haklı oldukları yerler de var ama bakalım ekonomi ne söylüyor.

Benim vardığım sonuç şu ki “kontrol edilebilir bütçeli” ama “global trendlere uygun” filmler çeken, stoklayan yapımcılar bu işten karlı çıkacak. Öncelikle çekilecek filmler;

- Covid-19 tedbirleri nedeniyle bir süre gişede bekleneni veremeyeceği için televizyona ya da dijital platformlara satılabilir nitelikte olmalı.

- Filmlerin hedef kitlesi iyi seçilmeli; lokal değil dünya pazarının trendleri takip edilmeli.

- Yapımcılar “düşük” değil ama “kontrollü” bütçelerle proje tasarımına yönelmeli; kısa vadede “katlanılabilir zarar” ya da “sürdürülebilir finansman yükü” gibi gerçekleri planlamalarına dahil etmeli. 

Bunu becerebilen yapımcılar orta/uzun vadede çok önemli kazanımlar elde edecekler. Çünkü içerik hiç bu kadar önemli ve kıymetli olmamıştı. Bu döneme stoklu ve hazırlıklı girebilenler eski ve yeni platformların da çözüm ortağı olabilecekler. Aynı zamanda sinemalarda hazır film yokken, iki taraflı gelir elde edebilecekler.

Dizi Tarafı

Dizi için de aynı şey geçerli. Özellikle televizyon tarafında dizi ekonomik modellemesi tarihe gömülecek.

Kanaldan aldığın avansla işe başla, yayın sonrası 120-300 gün arası paranı al, çalışanın/oyuncunun hak edişi 8 bölüm içerde kalsın dönemi bence bitiyor.

“Kontrol edilebilir bütçe” ve “çok ortaklı” projeler kaçınılmaz. TV’ler eğer adaptasyonda geç kalırsa bu projeleri ancak dijital platformlardan izlerler.

Henüz sektör bileşenlerinin adını dahi duymadığı “onlarca” OTT platformu geliyor.

Yeni nesil yapımcılar kazanacak. Yeni nesil yayıncılar kazanacak.

Bugün bildiklerimiz, yarın “out-of-date” olabiliyor. Eskide ısrar eden, yeniliği takip edemeyen, adapte olamayan, her mecrada var olmayı beceremeyen her unsur kaybedecek. 

Yorumlar (0)