10.10.2023, 14:00

Bizler tanışmayan kardeşler miyiz?

Son zamanlarda “Gerçeklik” kavramı üzerine çok düşünüyorum, hatta 21 Ekim’de bu takıntım bir sergiye dönüşüyor. Gerçekliğe takıntılıyım çünkü bize sunulan ve adına gerçek denilen bir illüzyonun ortasında yaşıyor gibiyiz. Sanki hepimiz Truman Show filmindeyiz. Hayatlarımız sahte, aşklarımız sahte, kardeşlerimiz sahte, bedenimiz sahte, korkularımız sahte, duygularımız sahte… İşin aslı biz sahteyiz, SAHTE!

TANIŞMAYAN KARDEŞLERİZ

Kafamda bu düşünce dönerken pazar akşamı Sam Shepard’ın “True West” oyununa yeni bir bakış açısı getiren Cırcır Böcekleri İtler ve Biz’i izlemek için Zorlu PSM’deydim. Oyun; Serhat Teoman ve Buğra Gülsoy’un sahibi olduğu Art 12 Yapım’a ait. Yönetmenliğini Mert Öner’in üstlendiği oyunda; Buğra Gülsoy, Serhat Teoman, Burak Sarımola ve Ayşe Lebriz Berkem rol alıyor. İlk bakışta yazar-senarist olan şehirli bir kardeşle, dağlarda yaşayan hırsız bir kardeşin karşılaşması denilebilir oyun için… Ama büyük resme bakınca birbirine yabancılaşmış kardeşlik kavramı da canınızı acıtıyor. Çünkü dünyaya baktığımızda gördüğünüz de bundan farklı değil! Bugün İsrail ve Filistin’e baktığınızda da birbiriyle savaşan iki kardeş görmüyor musunuz? Ya da bizim ülkemizde Kürt, Türk, Ermeni, Yahudi, Çerkez, Rum, Laz kardeş değil mi? Evet, bizler birbirini hiç tanımayan ya da tanımak için çaba göstermeyen, tanışmayan kardeşleriz…

CAHİL HAKKINI ALIYOR

Sahnede Buğra Gülsoy, önünde notları ve bilgisayarı… Sanki başka hiçbir şansı kalmamış gibi bir hikaye kuruyor. Bir botanikçiyle çiftçinin aşkının filmini yazıyor. Şehrin ortasında, kalabalıkların arasındaki yalnızlığının farkında bile değil! Aslında kurtuluşu doğadan bekliyor ve doğa hikayesi kuruyor, ama bunun da idrakine henüz varamamış. Hayatta kalmak, borçlarını ödemek için o senaryoyu satmaktan başka şansı olmadığına inanıyor. Karısı onu terk etmiş, annesinin evinde cırcır böcekleri ve it seslerinin arasında çalışıyor. Eğitimli, evli ve saygın biri olduğuna herkesi inandırmış. En çok da kardeşini… Serhat Teoman’ın oynadığı kardeş; okumamış, hayatını dağlarda, ormanlarda geçiriyor. İnsanların mallarını çalıyor, yani aslında hırsız… Ama bize göre hırsız, ona sorsanız hakkı olduğuna inanıyor. Buna da “Cahil hakkı” diyor. Şehirli insanlarla dalga geçiyor. Çürümüş, korkak, sahte olduklarını söylüyor. Ve iki kardeşin her kavgası sanki pandoranın kutusunu açıyor, dekor hareket ederek birbirine yaklaşıyor. Dekor diyaloğun her şeyi çözeceğini gösterirken, ormandan gelen kardeş paranın, gücün, statütünün, şöhret olmanın, değer görmenin, hayatında bir kez önemli biri gibi yaşamının büyüsüne kapılıyor. Ve sistemin onu da içine almasına izin veriyor.

YABANCILAŞMIŞLAR BİRBİRLERİNE

İşte bu zaaf iki kardeşi birbirine daha da yaklaştırıyor. Bir otelde 3 gün bile yalnız kalamayan, kendinden bile korkan yazar kardeş ormanlara gitmek isterken, hırsız kardeş bir filmin senaristi olmak istiyor. İkisi de birbirinin yerine geçmeyi ne kadar merak ettiklerini sergiliyorlar. Tüm bunlar olurken bir ya da iki defa “İhtiyar” kelimesi çıkıyor ağızlarından…Ah o ihtiyar; sahnede sadece adı var ama açtığı yaralar gün gibi karakterlerin ruhunda… İkisi de büyümek istemeyecekleri bir evde, birbirine yabancılaşmış ve yok saymışlar birbirlerini… Bazen düşman olmuşlar, çoğu zaman yok saymışlar birbirlerini… Ama sonunda onları yine İhtiyar yaklaştırıyor birbirine… Üstelik bunun için en ufak bir olumlu hareketi yok, yok olarak da bunu başarıyor.

HEPİMİZİN HAYALİ TİYATRO YAPMAK

Oyuncular Serhat Teoman, Buğra Gülsoy, yönetmen Mert Öner ve idari yapımcı Sibel Teoman benim uzun yıllardır arkadaşlarım… 13 sene önce Serhat Bloomberg HT’de yayınlanan “Yerli Dizi” programıma konuk olduğunda “Biz konservatuarı dizilerde oynamak için okumadık. Hepimizin hayali tiyatro yapmak” demişti. O cümlesi hep aklımda kaldı. Ne zaman bir oyuncu dizilerle ilgili bir şikâyette bulunsa hep Serhat’ın cümlesini hatırlattım onlara. Şimdi Buğra ve Serhat’ı yıllar sonra sahnede gördüğüme de çok sevindim. Hiç boş bırakmayan performanslarıyla izliyorsunuz onları. Çıkışta ikisine de söyledim, bundan sonra umarım hiç sahneden inmezler.

Cırcır Böcekleri İtler ve Biz’i izleyin. Kalabalıklar arasında ben derken biz demeyi unuttuğunuzu hatırlatacak size… 14 Ekim’de Caddebostan Kültür Merkezi’ndeler…

Yorumlar (0)