15.01.2022, 20:49

Dizi setlerinde korona olmayan kalmadı

Dizi setleri inanın hiç bu kadar stres ve zorluk dolu olmamıştı. Yaklaşık 2 yıldır pandemi koşullarında çekim yapmaya bir şekilde alışsak da psikolojik ve fiziksel yorgunluğu herkesi olumsuz etkiliyor. Ve bu olumsuz yan etkiler son varyantla iyice belirginleşti. Sette herkes birbirinden korkar halde. Haftada 2 kez test ol sonuçlarına göre senaryoyu ve seti revize et.

Olmadığına mı sevinirsin en yakınında olan partnerinin pozitif çıkmasına mı üzülürsün? Bir delilik hali gidiyor. Zaten biliyorduk ama bir kez daha ispatlandı; bu işleri yapan hiç kimse, hiç birimiz normal değiliz. Yoksa çoktan başka işlerle uğraşıyor olurduk. Meslek aşkı ve hastalığı iç içe geçmiş durumda.

Ama bizleri düşündüren konu ise salgın yükünü almış artarak giderken PCR testlerinin kaldırılması, karantina ve önlemlerin gevşetilmesi. Madem biz buna grip muamelesi yapacaktık, 2 yıldır niye bize kabusu yaşatıyorsunuz?

Nasıl anlayalım testsiz kim hasta kim değil. Sete nasıl çıkıp program yapalım? Kim hafif, kim ağır geçiriyor belli değil ki, garantisi de yok. Kim alır bunun sorumluluğunu? Günde hala 150 kişi bu hastalıktan ölüyorsa yenilenen tedbirler daha büyük tehlikelere neden olmaz mı sorusunu akıllara getiriyor.

Aziz’in setine 15, Kardeşlerim’e 10, Kaderimin Oyunu’na da yine 10 gün ara verdik. Ancak her sete çıkmaya çalıştığımızda ekipten ya oyuncu ya da yapımdan arkadaşlarımız pozitif çıktı. Gelen zamlarla setlerde hem maliyetler artarken eksik kapasite ile 2 saatlik bölümleri yetiştirmeye çalışmak her hafta mucize yaratma becerisine döndü.

Eskiden sete sık sık ziyarete gider, keyifli öğle yemek araları verirdik. Şimdi işi biten kaçmak istiyor setten. Durup iki laf edeyim sohbet muhabbet yok. Korku, stres, endişe var. Haklı herkes, yarın ne olacağı belli değil. Reji her gün 3-4 kez set programı yapıp iptal edip yeniden yapıyor. Eşim Barış yeni dizisi için İstanbul’a gelecekti set başlayamadı bir türlü. Tam bilet alıyor, setten arıyorlar bu korona, şu korona gelmeyin diye.

Hepimiz ipleri başkalarının elindeki kuklalar gibiyiz. Talimatlar geliyor uyuyoruz, uyduruluyoruz. Dünyaca büyük bir deneyin talihsiz deneklerine döndük.

Bu hastalık ne yazık ki hayatımıza, bedenimize, sosyal yaşantımıza bulaştığı kadar ruhumuza, zihnimize de bulaşıyor, işgal ediyor... Üstelik çok daha derine inerek... Google 'da hala en ok aranan kelime ve listeleme rakamları da bizlere bunu gösteriyor.

Aranan Kelime / Listelenen Sonuç:

  • Covid-109 Yaklaşık 4.040.000.000 sonuç bulundu
  • Covid 19 Yaklaşık 3.890.000.000 sonuç bulundu.
  • Koronavirüs Yaklaşık 52.700.000 sonuç bulundu.
  • Korona Yaklaşık 113.000.000 sonuç bulundu.
  • Corona Yaklaşık 992.000.000 sonuç bulundu.
  • Omicron Yaklaşık 363.000.000 sonuç bulundu.
  • Omicron Symptoms Yaklaşık 356.000.000 sonuç bulundu.
  • Omicron Varyant Yaklaşık 378.000.000 sonuç bulundu.
  • Delta Varyant Yaklaşık 346.000.000 sonuç bulundu.

Bakınca, adıyla bile kaos yaratan bir sonuç. Başına, sonuna başka bir kelime ekledikçe, sizi ezen bir çığ kütlesi gibi beliriyor ekranda, baş edilemez bir yığın.

Neyi okuyup, neyi araştıracaksın?

Tabii bunun bir de televizyonu, daha da beteri, sosyal medyası var. Aynı şeyi hepimiz günde defalarca alıp, defalarca paylaşıyoruz. Bunun bizi ne kadar yorduğunu biliyoruz ama yine de devam ettiriyoruz. Tabii ki hepimiz tedirginiz: Ailemiz, çocuğumuz, eşimiz, kardeşimiz, annemiz, babamız, sevdiklerimiz, büyüklerimiz, akrabalarımız, tanıdıklarımız, komşularımız arkadaşlarımız, işimiz, geleceğimiz vb. hakkında konuşuyoruz, bir şeyler paylaşıyoruz. Kendimiz hakkında düşünüyoruz. Ama zihnimizi, ruhumuzu tam da korktuğumuz şeye teslim ediyoruz.

Birey olarak bağışıklık sistemimizi güçlü tutmanın, şu anda en önemli en temel belki de tek savunmamız olduğunu söylüyor doktorlarımız ve uzmanlar. Fiziksel sağlığın temel şartlarını hepimiz az çok biliyoruz, bu durumda öncelikle hijyen, sonra beslenme düzenimiz, uyku düzenimiz…

Ama göz ardı etmememiz gereken çok temel bir şey daha var; düşünce düzenimiz, psikolojimiz, ruh halimiz. Anahtar tam da burada yatıyor. Kendinizi iyi hissettiren şeylere odaklanalım. Sevdiğimiz aktivitelere, arkadaş ve dostlarımıza sığınalım. Ufak şeylerin tadını çıkartalım. Özellikle de bugün haber ve sosyal medyadan uzak 4-5 saat geçirmeye gayret edelim. Yeni hafta güzellik ve iyiliklerle gelsin. Sevgiler.

Yorumlar (0)