Hollywood tarihinin en uzun yapımları

Sinema salonlarının –en azından ülkemizde- kapalı olduğu, streaming servislerinin coştuğu ve daha önce de belirttiğim gibi sinema sektörünün sonsuza dek değiştiği şu dönemde ekranlarımıza tam 4 saat 2 dakikalık epik – destansı- bir yapım konuk oldu. Filmin adı ”Justice League Snyder Cut” ki iş bu yazının kalanında kendisinden JLSC olarak bahsedilecektir. Konuya haiz olmayanlar için kısaca özetleyeyim, Justice League filmi devam ederken yönetmen Zack Snyder’ın kızı intihar etti ve bu sebeple projeden çekildi. Yerine Avengers referansı ile bu işi başarabileceğini düşündürten Joss Whedon geldi. Ortaya rezalet bir film çıktı ama konumuz bu değil.

Bu rezaletten sonra izleyiciler #releasethesnydercut hashtag’i ile yoğun bir baskı oluşturdu. Önüne altın tepside sürülen fırsatı tepmeyen Warner Bros. Zack Snyder’a yeşil ışık yaktı ve Snyder ek çekimler ile JLSC’ı hazırladı. Warner Bros. filmi kendi kanalı olan Hbo Max’de yayınladı. Burada bence en dikkat çeken şey böyle büyük bir yapımın –blockbuster- sinemalara uğrayamayacak olmasının ne firmayı ne de yapımcıları üzmüş olması. Neden? Çünkü covid sonrası yeni dünyaya hoş geldiniz. Eskiden hit filmler aynı dönemde vizyona girerse hangisi hangisini ezecek diye tahminler yapılır, sonuçlar karşılaştırılırdı. Bunun da bir nevi yeni versiyonunu yaşadık. JLSC ile aynı hafta vizyona giren yeni Disney+ dizisi Falcon and the Winter Soldier kapışmanın diğer tarafı idi. Sonuç Marvel açısından pek parlak olmadı, JLSC ezdi geçti. Fakat demin de belirttiğim gibi JLSC yorumu, içeriği, eksileri ya da artıları başka bir yazı konusu.

Ben de bu hafta dört saatlik bu yapımdan yola çıkarak Hollywood tarihinin en uzun filmlerinden bahsetmeye karar verdim. Listede göreceğiniz gibi bu uzun, destansı filmlerin bir çoğu 1980'ler öncesinde yapılmış. Sinema dinamiklerinin, teknolojilerin, stüdyo anlaşmalarının hatta seyirci alışkanlıklarının bile çok çok farklı olduğu dönemlerden. O zamanların ilgi çekme yöntemlerinden biri süre ve yapım açısından destansı, bir diğeri de kadro açısından destansı filmler yapmaktı. Kadro açısından destansı diyince aklıma ilk gelen Magnificent Seven’dır mesela. Kurosawa’nın Seven Samurai’sinin western versiyonu olan bu yapımda Yul Brynner, Eli Wallach, Steve McQueen, Horst Buchholz , Charles Bronson, Robert Vaughn, James Coburn gibi efsane isimler birlikte rol almıştır.

Aynı film 2016 yılında tekrar sıkı bir kadroyla yeniden çekilmiştir ama tahmin edebileceğiniz gibi aynı tadı vermekten çok uzaktır.

Şimdi gelelim süre açısından uzun destansı filmlere. Kişisel kanaatimce değişen eğlence sektörü sebebi ile artık çok sık göremeyeceğimiz yapımlara yani.

İşte Hollywood tarihinin en uzun yapımları:

CLEOPATRA – 1963 – 248 Dakika

Tamı tamına dört saat ve sekiz dakikalık bir efsane. 1963’ün en çok hasılat yapan filmi, dört Oscar ödülü ve efsanevi Elizabeth Taylor – Richard Burton aşkının başlangıcı. Zamanın kalite kokan TRT’si sayesinden bu destansı filmlerin neredeyse hepsini çocukken izlemiştik.

HAMLET – 1996 – 242 Dakika

Bir çok kişi Kennet Branagh’ı oyunculuğu ile tanısa da kendisi oldukça iyi bir yönetmendir de. Hele ki konu Sheakespeare ise. 1996 Yapımı bu film ise orijinal eserdeki her sahneyi içermektedir ve orijinale en sadık Hamlet uyarlaması olarak kabul edilmektedir.

GONE WITH THE WIND – 1939 – 221 Dakika

Amerikan İç Savaşı sırasında geçen bu tarihi drama gösterime ilk girdiğinde bazı müzikal sahneler, bitiş müziği ve verilen ara –antrakt- ile 240 dakikayı bulmaktaymış. Fakat filmin orijinal süresi 221 dakika. Sonuç; 10 Oscar ödülü ve akıllardan silinmeyen, silinmeyecek Clark Gable ve Vivien Leigh ikilisi, eskimeyen bir klasik.

LAWRENCE OF ARABIA – 1962 – 222 Dakika

David Lean'ın olağanüstü bir oyuncu kadrosu; müthiş bir senaryo, nefes kesen sinematografi ve ustaca yönetmenliği sayesinde ortaya çıkmış 3 saat 42 dakikalık bir film. Peter O'Toole'un Lawrence rolündeki efsanevi performansı ise şüphesiz hayranlık uyandırıcı.

THE TEN COMMANDMENTS – 1956 – 220 Dakika

Cecil B. DeMille’in vefatından önceki son yapımı olan On Emir 50li yılların en büyük gişe başarılarından biri. 7 Dalda aday olmuş fakat sadece en iyi görsel efekt ödülünü alabilmiştir.

BEN-HUR  – 1959 – 212 Dakika

1959’da gösterime giren ve 1960 Oscar Ödülleri’ne 12 dalda aday olup 11’ini kazanmış bir destan. 9 Dakikalık at arabası yarışı sahnesi ile zihinlere kazınmıştır. Başrolde dönemin süper yıldızı Charlton Heston bulunmakta.

THE IRISHMAN – 2019 – 209 Dakika

Pandemi sırası/sonrası yeni eğlence anlayışını ilk deneklerinden biri olmuş bir yapım. Az sayıda sinema salonunda gösterime girdi ve ana mecrası Netflix oldu. Sevgili Ezel Akay’ın hayal kırıklığı olan 9 Kere Leyla’daki bahanelerinden biri olarak öne sürülen “E seyirci dikkat veremiyor, istediği zaman mola veriyor, sinemada olsa böyle olmazdı” sav bu filmde pek işlemedi açıkçası. Bir çok kişi efsane dörtlünün (Scorsese, De Niro, Hoffman, Pesci) gösterisini bir oturuşta izleyip kalktı. 960’lı yılların mafya- politakcı ilişkilerini arka alan olarak kullanan film bize İrlanda’lı kiralık katil Frank Sheeran’ın hikayesini anlatıyor. Aslında bir yerden sonra Sheeran da bir fon olarak kalıyor ve film ünlü sendika lideri Jimmy Hoffa’nın hikayesine dönüşüyor.

THE LORD OF THE RINGS: THE RETURN OF THE KING – 2003 – 201 Dakika

Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi Üçlemesi’nin finali. 11 Oscar ödülü ve bir milyar dolar barajını aşan hasılatı ile seriye destansı bir nokta koyuldu.

GIANT – 1956 – 201 Dakika

Bir Teksas çiftliğini fon olarak alan; drama, sosyal, politik ve ırksal sorunları derinlemesine işleyen çok yönlü ve görsel olarak çarpıcı bir drama. Yönetmenine de bir Oscar kazandırdı fakat filmle ilgili en önemli detay maalesef baş roldeki James Dean’in filmin çekimlerinden sonra trafik kazasında vefat ederek eserin nihai halini görememiş olması.

MALCOLM X – 1992 – 200 Dakika

Spike Lee'nin Malcolm X'in hayatına dayanan senaryosunu ve Denzel Washington'un Oscar adayı bir performansıyla birlikte yazdığı bir senaryoyu koyun ve ne elde edersiniz? Yine Lee'nin yönettiği, Afrikalı-Amerikalı aktivistlerin zamanındaki en önemli anları hayata geçiren inanılmaz derecede dokunaklı bir biyografik drama.

İzlemesi uzun ve zorlayıcı bir liste farkındayım ama her birini şiddetle tavsiye ediyorum.

Mutlu ve sağlıklı bir hafta dileğiyle.