04.09.2020, 09:43

Kafaları kurcalayan soru: Okullar açılacak mı?

Hatırlarsanız geçen haftalarda okul hayatına yeni başlayacak çocukları olan velilerin kaygıları ve tercihlerini içeren bir yazı kaleme almıştım. Bugünlerde ise salgının sayılarında artış yaşadığımız için çocuklarımızı okula gönderip, göndermeme durumunu tartışır olduk. Kimimiz yıl kaybını düşünüyor, kimimiz nasıl açılacağı konusundaki ayrıntılarla tatmin olamıyoruz. Özel ve devlet okulu statülerinin farklı uygulamaları yüzünden umutsuzluğa düşüyoruz. Toplumumuzun en önemli sistemi olan eğitimin ülkenin her köşesindeki öğrenciler için aynı standartlarda karşılanabilmesi adına hangi önlemlerlerin alınacağını merakla takip ediyoruz. Sınava girecek öğrencilerin önceliği, okul hayatlarına merhaba diyecek mini mini birlerin nasıl kendilerini koruyacaklarını düşünüyoruz. Ara sınıfların şimdiden kendilerini kaderine terkedilmiş hissetmelerinin önüne geçilmesini istiyoruz. Yüz yüze ya da uzaktan eğitimin artıları ve eksilerini, her öğrencinin materyallere erişimi olup olmadığını sorguluyoruz. Yatılı okuyan veya yurtlarda kalan öğrencilerin salgın risklerini arttırıp, arttırmayacağını öngörmeye çalışıyoruz. Üniversitelerin nasıl tamamlanacağını birbirimize soruyoruz.

Bunun yanında eğitim, öğretim hayatının temelinin atıldığı ve benim çok önemsediğim okul öncesi eğitim meselesi var. Anaokulları, kreş ve yuvaların durumu.

İmkanları dahilinde okul öncesi eğitim kurumlarına gitmiş olan çocukların, gitmemiş olanlara nazaran ilköğretime uyum süreçleri çok daha kolay oluyor. Okul kuralları, sınıfta komut alma, öğretmeni tanıma ve disiplinine adapte olma konularında anasınıfına olanakları kısıtlı olup gidememiş çocukların mutlaka ilköğretim ilk sınıfı öncesinde sosyal açıdan geliştirilmeleri gerekiyor. Yaşlarının küçük olması nedeniyle bırakın sosyal mesafe, hijyen kurallarını öğretmek, annelerinin babalarının kucaklarından kopup, okul gerçeğiyle tanışmaları bile kademeli ve sabırlı süreç gerektiriyor.

Anlayacağınız bu dönemde ciddi sayıda bir kesim var sorularla boğuşan. Anne-baba çalışan evlerde çocuğumu kreşe, anaokuluna nasıl göndereceğim diyen veliden, binbir emekle üniversite kazanarak yüksek öğretim görecek gençlerin ebeveynlerine uzanan.

Bu kesim bilgiye, gelecek her açıklamaya muhtaç, bekliyor. Bu dönemde hiç başa gelmemiş bir probleme karşı topyekün çözüm arayışında olan yetkililerin sorumlulukları çok ağır. Herkesi memnun etmek neredeyse imkansız olan bir düzeni uygulamaya geçirmeye çalışıyorlar. Eylül ve Ekim 2020 ülkede eğitim alanında yapılacaklar ile bir eşik atlanacak. Sorularına cevap bekleyenlere sabır, cevapları hazırlayan tüm bilirkişilere kolaylıklar diliyorum. Umarım teneffüslerde aynı topu dişleyen, matarasındaki suyu paylaşan, sınıfta dip dibe ders çalışan ama hastalanmayan sağlıklı, eğlenceli ve umarsız okul hayatlarımıza geri dönebiliriz.

Yorumlar (0)