20.06.2020, 23:44

Meczup

Kimse gitmesin onun denizinden,

Bundan sonra varsın kimse de kalmasın.

Ne gidene kal demek geliyor içinden, ne de kalana tahammülü var.

Neden mi?

Aşağıya tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık, yan tarafa tükürecekken bir tabela “Lütfen yerlere tükürmeyin.”

Besbelli yorulmuş, üzülmüşte çok.

Erken ölmüş babası. Cenazesinde olmadık şeyler yaşamış.

Ağlarken, gülerken, konuşurken sürekli yutkunması bundan.

Oysa durum bugünkü gibi değil, o gün ilk defa babası ölüyormuş.

Tembel biri diyemem, bugünlerde lüzumundan fazla durgun diyebilirim.

Yoksa vakti ile yürümüş, çok pek çok yürümüş.

Ayakkabılarının altı patlamış yürümüş.

Ayakkabılarının önü açılmış yürümüş.

Ayakkabılarını çalmışlar yürümüş.

Tabanları yara olmuş, ayakkabıları durmuş o yürümüş.

Durmak hiç aklına gelmemiş.

Durup olana bitene bakmayı aklına hiç getirtmemiş okuduğu gazeteler.

Yanılgılar atlasının kayıp mahallesi sayılan dünyaya durup bir baksa görecek, bilecek olup biteni. Bilememiş meczup.

Aptal değil, okuduğunu anlıyor fakat kulağına seslenildiğinde anlamada sıkıntısı var.

Haksız asla değil, insanın olduğu yerler kağıt üzerinde ve pratikte hep çelişkili.

Biraz farklı, anlıyorum ama konuşamıyorum diyenlerden.

O tam tersi konuşabilenlerden ama anlayamayanlardan.

Meczupluğunun elverdiği ölçüde yine haklı, çünkü insanların konuştukları ile yaptıkları bu mahallede hiç aynı değil.

Basamakta durmaz bilir otomatik kapı çarpar. Hamilelere yer verir, büyüklerini sayar.

Şoför arkaya doğru ilerleyin diye seslenir, işte o zaman işler bozulur, yazılanla okunan farklıdır.

Belediye otobüslerinde kimse bulunduğu yeri, bir başkası için terk etmek istemez.

Arkalara doğru ilerlemeyen bunun zorluğunu ineceği durağa geldiğinde fark eder ama iş işten geçer. Bu sefer kendisi inmek ister, inemez.

Bu yollar, bu mahalleler inilmesi gereken durakta inemeyenlerle doludur.

İkinci tekrarda şoförün sesi her zaman daha bir isyankardır.

Hanımlar! Arkada boş yerler var ilerleyelim. Beyler! İleriler boş! Otobüs boş! Niye

ilerlemiyorsunuz, Ya Hu!

Birkaç kişi olduğu yerde, bir iş, bir oluş, bir hareket bildiriyormuş gibi yapar ama kimse bir adım öteye gitmez.

O mu?

O meczup canhıraş tek başına en arkaya doğru yürümeye çalışır.

Koridor tıkanır, mecbur basamakta durur, belediye haklı çıkar, belediye meclis üyeleri haklı çıkar, kaymakam haklı çıkar, otomatik kapı çarpar.

Oysa bilmez ki Tanrılara her zaman bir kurban gerekir; ki onlar Tanrı kalabilsinler.

Bizim ki o gün, otobüse kırılmışta yürümüş.

Birkaç durak sonra otobüsün lastikleri patlamış, bu sefer ona üzülmüşte yürümüş.

Gün O’na, O geceye.

Gelecek günler O’na, O geçmişe.

İklimler O’na, o sağanaklara yürümüş.

Yürümüş yürümesine de gidememiş aslında bir adım öteye hiç.

O naif yüreğinde beklemeyi öğrenmiş. Asıl terk eden kalanmış, giden bu yüzden gitmiş.

O’na ortada sahip olunacak bir şey yokken sahip olmayı, hiç var olmayan bir kaleyi savunmayı, ay gibi tutulmayı öğretmişler.

Oysa O’na; gitmesi gerektiği an da gidebilmeyi, vazgeçebilmeyi öğretselerdi özgürleşecekti bilemediler.

Yorumlar (6)
Ece Bayraktar 4 yıl önce
Kalemine sağlık
Sümeyye E. 4 yıl önce
Meczup u çok yormuşlar, çok kırmışlar..
Zaten başına ne gelmişse de hep iyi niyetinden gelmiş.. Ama Meczup akıllanmaz kalbi temiz kalmaya devam eder.. İyi niyetinden ödün vermez.. Yine üzülecek ama olsun o hep iyi niyetli olsun.. Kötü niyetlilerin azabından Alah onu korusun..
ecem 4 yıl önce
şimdiki yaşamış olduğumuz ortamda naif ve ince düşünenlerin yaşayabilmesi ne kadar da zorlaştığını iyi niyetli kişilerin her yaşamışlıktan her geçmiş yıldan sonra sonra geçmiş zamana geri dönmek istemesi bu yüzden sanırım ne kadar yüreklere dokunan bir yazı tebrikler HAKAN YUFKACIGİL
Beritann 4 yıl önce
"Asıl terk eden kalanmış, giden bu yüzden gitmiş"
Bir cümleden en fazla ne kadar etkilenebilinirse on kat daha fazla etkilendim bir eseri okurken ne kadar keyif alınılabilirse yüz kat daha fazla aldım. Bir insan ne kadar çok sevilebilir se bin kat daha fazla seviyorum...
Sevde 4 yıl önce
Ahh kalemi güzel adammm, nede güzel yazdın ruhumuz 15 dk olsada mest oldu...
Miray Emre 4 yıl önce
Yine yüreklerimize dokundun Yufkacıgil.. İnce yüreğine dert değmesin