Dr. Natasha Campbell- McBride son kitabını anlattı

SAĞLIK 22.12.2021, 14:46 22.12.2021, 15:21
Dr. Natasha Campbell- McBride son kitabını anlattı

Dr. Asuman Kaplan Algın, kronik hastalıkları tedavisinde etkili olan GAPS Beslenme Protokolünün yaratıcısı Nöroloji ve Beslenme uzmanı Dr. Natasha Campbell-McBride ile kısa bir röportaj gerçekleştirdi. 

Dr. N. Campbell-McBride’ın 2004 yılında yazdığı “Gut and Psychology Syndrome” kitabının Türkçesi “Bağırsak ve Psikoloji Sendromu” kitabı 2014 yılında Adalin Yayıncılık'tan çıkmıştır. Kitap Türkiye’de yüzlerce psikoloji ve fizyoloji sendromlu hastanın iyileşmesine katkı sağladı. Otizm başta olmak üzere, depresyon, bipolar bozukluk, OKB gibi ağır psikoloji sendromlu hastalar için umut oldu.

Dr. N. Campbell-McBride’ın ikinci GAPS Kitabı olan “Gut and Physiology Syndrome” kitabının Türkçesi “Bağırsak ve Fizyoloji Sendromu” yine Adalin Yayıncılık tarafından yayınlandı. Bu kitabında Dr.N.Campbell-McBride; Metabolik Sendrom, Multipl Skleroz (MS), Ülseratif Kolit, Fibromiyalji, Romotoid Artrid gibi kronik hastalıklardan ve kolesterol, tansiyon, astım, alerji ve hormonal sorunlar gibi yaygın problemlerden nasıl korunabileceğimizi veya iyileştirebileceğimizi anlatıyor.

Merhaba Dr. N. Campbell-McBride, bu sefer dünya ile aynı anda yayınlanan “GAPS Bağırsak ve Fizyoloji Sendromu” adlı yeni kitabınızla ilgili olarak röportaj yapma isteğimizi kırmadığınız için teşekkür ederiz. Tüm dünya ve Türkiye, bu son kitabınızı merakla bekliyordu.

Öncelikle yeni kitabınız hakkında bize biraz bilgi verir misiniz?

Son 20 yılda GAPS tüm dünyada büyük bir fenomen oldu. Aslında ilk kitabım 'GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu'nda beynin fonksiyonlarına ve bağırsakla ilişkisine daha çok yer verdim. İngilizce olarak geçen sene yayınlanan 'GAPS Bağırsak ve Fizyoloji Sendromu' adlı yeni kitabım ile GAPS kavramını tamamlıyorum çünkü beyin ve bağırsak dışındaki organlara da odaklanıyorum: bu sefer sadece psikolojik sendromların çözümlerinden değil, alerjilerin, otoimmünite hastalıklarının, nörolojik ve hormonal anormalliklerin, kronik yorgunluğun, fibromiyaljinin, cilt problemlerinin ve bu gibi daha birçok rahatsızlığın da çözümü olan GAPS tedavimi anlatıyorum; GAPS Diyetini bu kitabımda daha kapsamlı ele alıyorum. Okuyuculara iki GAPS kitabımı yani Sarı ve Mavi kitabı birlikte okumalarını tavsiye ediyorum çünkü ikisi birlikte GAPS kavramını tamamlıyorlar- Psikoloji ve Fizyoloji!

İlk kitabınızda otizm, şizofreni ve diğer psikoloji sendromlarına odaklanıyorsunuz. Yeni kitabınızda aynı GAPS beslenme protokolü ile fizyolojik hastalıkları tedavi ediyorsunuz. Aynı tedavi ile psikolojik hastalıklar ve fizyolojik hastalıklar nasıl tedavi edilebilir? Bunun arkasındaki nedeni açıklayabilir misiniz?

Cevap: Tüm hastalıklar bağırsakta başlar! Hepimizin bildiği gibi, bu ifadeyi bundan binlerce yıl önce ilk kullanan, modern tıbbı kuran Hipokrat, yani tıbbın babası. Artık onun tamamen haklı olduğunu idrak edebiliyoruz. Artık şundan eminiz; insan vücudu bir eko-sistemdir: vücudunuzda insan hücrelerinden çok mikroplar bulunur. Vücudunuzda mikropsuz bir yer yoktur ki; kanınızda, kalbinizde, akciğerlerinizde, eklemlerinizde, kaslarınızda, beyninizde, gözlerinizde ve tüm mukoza zarlarınızda mevcut bir mikrobiyal flora vardır.

Ancak mikropların en büyük kolonisi bağırsak florasıdır ve sindirim sistemimizde bulunur. Bağırsak florası, bedensel mikrobiyomumuzun ana merkezidir, en önemli kısmıdır; bağırsakta ne olursa, tüm bedende de o olur. Bu mikrobiyal topluluk, iyi çalışıp sizi sağlıklı tutabilmek için mutlaka dengelenmelidir. Ne yazık ki biz insanların, doğada dengesizlik yaratmada üstümüze yok ve buna kendi bedenlerimiz de dahil. Antibiyotikler, tarım kimyasalları, elektromanyetik frekanslar ve bu gibi diğer insan yapımı etmenler, bedenimizin mikrobiyal topluluğunun hassas dengesine zarar veriyor ve onu fonksiyonsuz ve patojen hale getiriyor. Bağırsak florası patojenleştiğinde; kanınızdaki, kalp ve akciğerlerinizdeki, eklemlerinizdeki ve beyninizdeki mikropları değiştirir ve bundan tüm beden etkilenir. Semptomların bedenimizin neresinde olduğundan bağımsız bir şekilde hastalığın kökleri, sindirim sistemimizdedir. Bir mikrobiyolojiste, 'mikrobiyal bir topluluğu değiştirmenin en etkili yolu nedir' diye sorsanız size; 'tükettiğiniz gıdaları değiştirmek' diye cevap verecektir. Ağzınızla bedeninize kabul ettiğiniz tüm gıdalar, bağırsak floranızı birden ve en güçlü şekilde etkiler ve sonra bundan bedendeki tüm mikrobiyal topluluklar etkilenir ve ya hastalık, ya sağlık yaratılmış olur! Herhangi bir kronik rahatsızlığı iyileştirmek için önce ve en önemli olarak beslenmemizi değiştirmeliyiz! GAPS Diyeti, bağırsak florasını normalleştirmek üzere tasarlanmıştır. Bu gerçekleşince, vücudunuzdaki tüm mikrobiyal topluluklar da normale döner. Unutmayın, bedeniniz bir mikrobiyal topluluktur.

GAPS Beslenme Protokolünüzle tedavi edilebilen otoimmün hastalıklardan ve GAPS tedavi protokolünüzle iyileşen hastalardan örnekler verebilir misiniz? Kitabınızda açıkladığınız gibi GAPS beslenme protokolünüzle tedavi edilebilen diğer hastalık grupları nelerdir?

Cevap: Tüm kronik hastalıklar da bağırsakta başlıyor. Bugün tespit edilen, neredeyse 200 tane otoimmün hastalık var ve bu liste giderek artıyor. Romatoid Artrit, Multipl Skleroz, Psöriazis, Haşhimato tiroidi, Krohn's hastalığı, tüm psikiyatrik hastalıklar ve öğrenme güçlükleri, alerjiler, astım, egzema, kronik enfeksiyonlar ve diğer çoğu problem GAPS Beslenme Protokolümle iyileşiyor veya bunların yaşanması önleniyor. Yeni GAPS kitabımda - Bağırsak ve Fizyoloji Sendromu (mavi kitap) çok fazla vaka çalışmasına yer veriyorum ve buradan da GAPS protokolünün etkisini görebilirsiniz. Mutlaka yeni kitabımı da okuyun!

Son kitabınızda bağırsak floramızı toprakla ilişkilendiriyorsunuz ve önemli bilgiler veriyorsunuz. Bu konudan kısaca bahseder misiniz?

Ayaklarınızın altındaki toprak, Doğanın en değerli parçasıdır: tüm yaşamın başladığı ve bittiği yer burasıdır. Sağlıklı toprak zengin bir mikrobiyal topluluktur. Bitkileri besler, büyük miktarda su tutar ve gezegenimizdeki en büyük karbon deposudur. Endüstriyel tarım toprağı yok eder, mikropları öldürür ve toprağı ölü toza, yaşamı sürdüremeyen bir çöle dönüştürür. İçinde bitki kökleri olan sağlıklı toprak resmine baktığımızda, bağırsak florasına gömülü villus ve mikrovilli içeren insan bağırsağı resmine çok benziyor. Bağırsaklarınızdaki mikrobiyal flora, vücudunuzun bir toprağı olarak görülebilir ve sağlığınızın kökleri o toprakta oturur. Tarlalarımızdaki toprağı nasıl yok ediyorsak, içimizdeki toprağa da aynısını yapıyoruz; ölü toza (çöl) dönüşür ve sizi sağlıklı tutamaz hale gelir.

İlk GAPS kitabınızda GAPS diyetinin iki aşaması vardır; ağırlıklı olarak GAPS giriş diyeti ve GAPS Tam Diyet. Son kitabınızda GAPS Diyetinin farklı versiyonlarından bahsediyorsunuz. Hangi hastalık gruplarının hangi GAPS diyetini yapması gerektiği konusunda bize kısaca bilgi verir misiniz?

GAPS Beslenme Protokolü yirmi yıldır yürürlüktedir. GAPS Uygulayıcılarım ve ben çok zor vakalarla çalışıyoruz ve hastalarımız giderek daha karmaşık hale geliyor. Protokolü her hasta için ayarlamamız gerekiyor ve GAPS Diyetinin farklı varyasyonları bu şekilde doğdu. Sindirim sistemi çok zarar görmüş kişiler genellikle o kadar hassastır ki GAPS Giriş Diyetinin ilk aşaması onlar için yeterince nazik değildir. Bunlar büyük ölçüde akut ülseratif kolit, Crohn hastalığı, ciddi akıl hastalıkları ve FPIES'li bebekler (gıda proteinine bağlı enterokolit sendromu) olan kişilerdir. Bitkilerin sindirimi genellikle insanlar için hayvansal gıdalardan daha zordur. Bu hassas insanlar için bağırsaklarının iyileşmesini sağlamak için tüm bitkileri çıkarmak zorunda kaldık. Bitkisiz GAPS Diyeti böyle doğdu. Bu ağır durumlar için çok etkilidir! Uzun yıllardır bu diyetle yaşayan ve çok iyi hisseden birçok hastam var. Bu hastalar, insanların bitki yemeden de mükemmel bir şekilde yaşayabileceğini gösterdiler! Çocuklar bu diyetle ciddi sağlık sorunlarından (zihinsel ve fiziksel) kurtulur, güzelce büyür ve gelişir. Artık GAPS Ketojenik Diyet ile kanserden kurtulan birkaç vakamız var. Bir süre oruç tutması gereken kişiler için GAPS Sıvı Orucumuz var. Bu hızlı, vücutta toksin seviyesi yüksek, obezitesi olan ve sindirim sisteminin dinlenmeye ihtiyacı olan kişiler için çok faydalıdır. Tam olarak iyileştikten sonra, bazı insanlar diyetlerini genişletir ve kendilerini iyi hissetmek için daha fazla karbonhidrat yemeye ihtiyaç duyan küçük bir grup insan olduğunu keşfettik. Bu insanlar için Daha Fazla Bitki GAPS Diyeti tasarlanmıştır. Ancak elbette insanların çoğu klasik GAPS Giriş Diyetini ve Tam GAPS Diyetini takip eder.

Yeni kitabınızdan sadece kronik hastalığı olanlar yardım alabilir mi? Ya da belirli bir hastalığı olmayan kişiler de yeni kitabınızdan faydalanabilir mi?

GAPS kitaplarını okumaktan ve orada özetlenen tavsiyelere uymaktan herkes yararlanabilir! İnsanlık, gezegenimizde hepimizi etkileyen sağlıksız bir durum yarattı. Size bir şey teşhisi konmuş olsun ya da olmasın, ileride sorun yaşamamak için sağlıklı bir yaşam tarzı izlemek mantıklıdır. Bu, özellikle bir gün bir aileye sahip olmak isteyen gençler için önemlidir. Kısırlık ve hasta çocuklar üretmek modern salgınlarımız haline geldi. Modern dünyamızda, müstakbel anne ve babanın uygun bir hazırlık yapmadan hamileliğe devam etmesi akıllıca değildir. Kitaplarımdaki tavsiyelere uymak onların sağlıklı çocuklar yetiştirmesini sağlayacaktır.

Son kitabınızda GAPS Beslenme protokolüne ek olarak iyileşme sürecini destekleyebilecek ek yollar ve tedaviler öneriyorsunuz. Bu konuyu biraz açıklayabilir misiniz?

GAPS Beslenme Protokolü sadece bir diyet değil, bir programdır. Bu programın önemli bir kısmı yaşam tarzı değişiklikleridir. Hepimiz, her yerde (yiyecek, su, hava, evlerimiz ve işyerlerimiz) bulunan insan yapımı toksinlere maruz kalmamızı azaltmalıyız. İnsan vücudu doğanın bir parçası olduğu için hepimiz Doğa Ana'nın işleri yapma biçimine dönmeliyiz. Kitaplarda özetlenen bazı besin takviyeleri vardır. Takviyeler yardımcı olabilir, ancak çok pahalı olabilirler. Bu nedenle dünya çapında pek çok insan, sadece diyetlerini ve yaşam tarzlarını değiştirerek GAPS Beslenme Protokolünü herhangi bir takviye almadan tamamlamıştır.

Kitabınızın başında ve sonunda, fizyolojik hastalıkları tanıtıyorsunuz ve onların doğal tedavisi hakkında önemli bilgiler veriyorsunuz. Kronik hastalıkları olan insanlar, kendilerini ve sevdiklerini, sadece bu kitabınız vasıtasıyla iyileştirebilirler mi?

Cevap: Elbette! Hatta sadece kitaplarımla dünyada çok sayıda insan iyileşti; sadece kitaplarımdaki tavsiyelerime uyarak. GAPS kitaplarımı adeta kutsal kitap kadar önemli ve vazgeçilmez bulan okuyucularım var..

GAPS Diyeti ve diğer destek doğal tedavilerle iyileşen hastalar, eski yanlış beslenme alışkanlıklarına ve yaşam tarzlarına dönerlerse, önceki hastalıkları nükseder mi?

Cevap: GAPS Beslenme Protokolü, transformasyonel yani kişiyi her anlamda dönüştürüyor; fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak. Bu yüzden çoğunluk, GAPS öncesi alışkanlıklarına dönmeyi hayal bile edemiyor. Bunu yaparlarsa kişi iyileşmemiş demek olacak ve yiyecek bağımlılıkları nüksedecek. Yiyecek bağımlılıkları her kronik hastalıkta yer alıyor. Süpermarketlerdeki işlenmiş karbonhidratlar ve diğer bu tür yiyecekler oldukça bağımlılık yapıcı. Rafine şeker, dünyanın en bağımlılık yapıcı maddesi ve bunu, beyaz un ile bitkisel yağlar izliyor. Çoğu insan, onları hasta edecek yiyeceklere karşı bağımlılık geliştirmeye meyilli. Bu problemden de GAPS Beslenme Protokolü ile iyileşebiliyorsunuz.

Son olarak, okuyuculara iletmek istediğiniz başka mesajlar veya bilgiler var mı?

Cevap: Bu sene içinde yani 2021 yılında, GAPS Bilim Vakfını kurduk. Amacımız, GAPS Beslenme Protokolünü bilimsel temele oturtmak. Web sitemiz: gapssciencefoundation.org Vakfımız şimdiden iki bilimsel makale yayınladı; birisi, GAPS Beslenme Protokolü ile ilgili, diğeri ise PANDAS hastalığından iyileşme ile ilgili. Vakfımız, kar amacı gütmüyor; lütfen çalışmalarımıza bir göz atın ve bizi destekleyin. Bu röportajı sonlandırırken, şunu belirtmek isterim; insan vücudu son derece muhteşem bir yaratımdır! Vücutlarımız her an kendilerini yenilerler ve iyileştirirler. Tüm yapmamız gereken vücutlarımıza saygı göstermektir; onları incitmek değil, onlara ihtiyacı olanları vermektir. Gıda, dünyanın en güçlü doğal ilacıdır. Vücudunuza doğru gıdayı vererek, ona sevgi ve ilgi göstermiş olursunuz ve bedeniniz bunun için size mutlaka teşekkür edecektir. Klinik deneyimlerim bana şunu öğretti; hayatta umutsuz durumlar söz konusu olamaz! Ana akım yani konvansiyonel tıbbın 'tedavisi mümkün değil' diye adlandırdığı hastalıklar, Doğa Anamız iyileştirici olduğunda mükemmel bir şekilde iyileştirilebilir olmaktadır. Eğer insanlar, sağlıklı ve mutlu olmak istiyorlarsa, tekrar güçlerini ele almalılardır! Kendinizin ve tüm bedeninizin kontrolünü ele alın; her mucize gerçekleşir!

Yorumlar (0)