27.10.2023, 14:14

Sundance 2023 belgeselleri

19-29 Ocak 2023 arasında düzenlenen 45. Sundance Film Festivali’nin belgesel seçkisi doyurucuydu. “Militsuthando”, “AUM”, “Smoke Sauna Sisterhood”, “Going to Mars”, “King Coal”, “Deepest Breath”, “Beyond Utopia” ve “Eternal Memory” yıla damga vurdu. Ötekileşme, kadın hakları ve toplumsal hafıza ana temaydı.

GÜNEY AFRİKA’NIN QATSI ÜÇLEMESİNE CEVABI YILIN BELGESEL OLAYI

Milisuthando Bangela’nın “Milisuthando” belgeseli çarpıcıydı. Qatsi Üçlemesi etkisinden kişisel bir yolculuğu arşiv görüntüleriyle kalıcı hale getirmek her yönetmenin yapabileceği bir deneme değil. Bu damardan da isminin egzotiklik tuzağına düşmeden ciddi anlamda bir üçüncü dünya ülkesi tanımına kadın hakları mücadelesi ekleniyor. Görsel açıdan sarhoş etme üzerine kurulu yaratıcı bir maço kültürü karşıtlığı ile destekleniyor hepsi.

Ava DuVernay’nin tüm yaptığı deneysel-belgesel öğeleri rahatlıkla geçen bir yapıt izliyoruz. Ciddi anlamda yılın belgesel olayı gerçekleşiyor. Bunun Afrika kıtasından çoğunluk İngilizce olmasına karşın vurgulanması daha da değerli. Heyecan verici bir kıta yolculuğunu aslında o bölgelerin en üst noktasına çıkarak noktalanıyor. Irkçılıkla ilgili “Invisible Beauty” bu toplamdan ABD ürünü olarak en sinemasal açıdan ona yaklaşan.

SCIENTOLOGY’YE JAPON TARİKATI YORUMU

1990’ların tarikat lideri Aum Shinrikyo’nun evrenine çarpıcı bir distopik müdahelede bulunan “AUM”, farklı katmanlara açılmasıyla ambale eden bir sahte belgesel. 20 Mart 1995’te Tokyo metrosunda ölümcül gaz saldırısı Aum Shirikyo’nun aslında alegorik hikayesine alan açıyor. Ciddi anlamda metal yıldızı niyetine bir intihar bombacısını bize yansıtıyor. Bu damardan da aslında Scientology’ye cevap olarak gelen bir şekil veriyor.

Dünyanın sonuna yolculuk benzerlerinden çok farklı bir şekle sokuluyor. Rivers-Russell’ın kült “Karanlığı Savuşturmak için Bir Büyü”sü (“A Spell To Ward Off The Darkness”, 2013) ile rekabete de giriyor. Distopik ve sıra dışı bir tarikat filmi olarak hatıralarda kalacak “AUM: The Cult at The End of the World”. Kökten dincilik üzerine yapılacak egzersiz 106 dakika boyunca akıllara durgunluk veriyor. Ben Braun-Chiaki Yanigomoto ikilisinin enerjisi ise bu duruma çok şey katıyor ilk yönetmenlik sinerjisine eklenen etnik çeşitlilik isyanıyla!

MODERN BİR KOMÜNİZM ELEŞTİRİSİ

“Beyond Utopia” da ona benzer bir Uzakdoğu distopyasına açılıyor. Aşırı melankolik bir evren var. Madeleine Gavin, Kuzey Kore’de sıkışan ailelere dair enerjik kurgusuyla çarpan bir deneyim hali bırakıyor geriye. ‘Politik eleştiri nasıl soyut olabilir?’ konusunda derslik bir çalışma izliyoruz.

Ciddi anlamda ‘ütopya mı, distopya mı?’ sorusunu sorarken günümüz toplumunda bastırılma problemine dair bir komünist paranoya yaratıyor. Yönetmenini de öne çıkarıyor bir feminist yaratıcı olarak. Siyah-beyaz ile renkli arasında kurduğu keskin etkileşim, “Elveda Oğlum” ve “Şiir”in görüntü yönetmeni Hyun Seok Kim’in vizyonunu barındırıyor.

APOLLO 11 SOYUNDAN ÇARPICI BİR BELGE!

“Going to Mars: Nikki Giovanni Project” ise Brester-Stephenson ikilisinin ikonik “Apollo 11”e (2019) cevabı olarak geliyor. Aslında bir uzaya yolculuk belgeseli olarak konumlanıyor. Bunu arşiv görüntüleri ve şaşkına çeviren enerjik bir kurguyla tanımlama ise bambaşka katmanlar açıyor.

Hepsi de anti-Nasa yapıtına alan açmak için var aslında! Milliyetçilik ve emperyalizme karşı çıkan bir zeka içeriyor. Sahte belgesele uzanırken ise çarpıcı imgeler bırakıyor geriye. Stüdyolara karşı çıkmak ancak böyle bir vizyon ile gerçekleşirdi.

EN SIRA DIŞI SAUNA FİLMLERİNDEN!

“Smoke Sauna Sisterhood”, ıssız bir anti-sauna belgeseli olarak dikkat çekici. Anna Hints Eston sinemasından çıkan en ufuk açıcı yaratıcılardan. Onun yaklaşımını yabancılaştırılmış bir sauna efsanesi üzerinden yorumlamak değerli. Yaratılan ruhsal evrenin ciddi şekilde sinemasal dokunuşlarla temsil bulduğu muhakkak. Tarkovsky ile Herzog arasında gidip gelmek şaşkına çeviriyor. En sıra dışı sauna filmlerinden birini destekliyor.

“Little Richard”, bildik bir figürün belgeseline dönüşürken aslında onun soru işaretleriyle merak uyandırıyor. Onun kuir kimliğine fazla girmese de dikkat çekici olabiliyor. Aslında “Still”de Michael J. Fox’un da vefatına dair hüzünlü enstantneler bize yansıyor. Ama ‘Apple’ sebebiyle o kadar da sanatsal açıdan kalıcı bir ürün canlanmıyor.

ANTİ-TEKNOLOJİK TOPLUMSAL HAFIZA YORUMU

“Stroll” ve “Kokomo City”, kenar mahallede kuir olma üzerine belgeseller. Ama çabanın altını doldurmakta becerikli değiller. Siyah-beyaz irade öyküleri olarak hatıralarda kalmanın ötesine geçemiyorlar.

Larrain’in yapımcılığındaki romantik ölüme ramak kala belgeseli “Eternal Memory” de gererken ağlatma garantisi veriyor. “The Mole Agent”ın yönetmeni Maite Alberdi kurguya hakimiyeti dikkat çekici enstantaneler barındırıyor. Pinochet arka planından yaşlılık ve Alzheimer öyküsünü çarpıcı hale getiriyor. Sahiciliği ve ele aldığı yaş grubuyla sarsıcı bir belgesel. Arka plandaki Pinochet’yi hiç unutmadan vuruyor anti-teknolojik bir toplumsal hafıza yorumuna dönüşüyor.

ÇARPICI BİR MADEN BELGESELİ

“King Coal”un Appalacia yerlilerine dair maden belgeseli hali TR’de bu konuda işler için derslik. Ciddi melez yapısıyla da bizi avcuna alınca bırakmıyor. ‘Coal’un içinde felaket ve kıyamet arasında gidip gelmek üzerinden deneysel bir dünya portresi ve özgün bir kurgu var aslında. Ellaine McMillian Sheldon’dan çok etkili bir belge! Bırakılan ürün, “Twice Colonized”da yerli halkla ilgili yaklaşımın ötesine geçiyor. “Dolunay Katilleri”ni ise sollamayı beceriyor.

“Nam June Paik”, “She Hite”, “Judy Blume Forever”, kağıt üstünde çarpıcı biyografik belgeseller. Ama bunun üzerine fazla gidemiyorlar. Formülü yenilikçi modellemeye sokamıyorlar. “Kim’s Video” ise video kaset piyasasının ikonik New York dükkanına dair etkili bir ürün sunuyor. Uzadıkça kült olma şansını daha da artırıyor.

DENİZALTI BELGESELİNİN ROMANTİK OLANI DA LAZIMDI!

“Deepest Breath” geride kalsa da dalış belgeseli olarak çarpıcı. İtalyan sinemasının opera ve geleneksel değerleri üzerinden ciddi bir denizaltı yorumu çıkarıyor. Laura McGann bu konuda çarpıcı bir eser bırakıyor geriye.

“20 Days in Maripol”, Ukrayna’da sıkışa insanlara minimalist ve yabancılaştırıcı bir gözlem gücü ile bakıyor. Kameranın kaydırılmasıyla aslında bir sahicilik barındırıyor. Ama iddialı bir denemeye dönüşmüyor.

KEREM AKÇA’YA GÖRE SUNDANCE BELGESELLERİNİN YILDIZ TABLOSU:

1-Milisuthando 7.2

2-AUM 6.7

3-Going to Mars: Nikki Giovanni Project 6.5

4-Smoke Sauna Sisterhood 6.5

5-Deepest Breath 6.3

6-Little Richard 6.3

7-King Coal 6.1

8-Beyond Utopia 5.8

9-Eternal Memory 5.7

10-Nam June Paik 5.6

11-Judy Blume Forever 5.3

12-Shere Hite 5.2

13-Kim’s Video 5.1

14-Invisible Beauty 5.1

15-Still 5

16-It’s Only Life After All 5

17-Kokomo City 4.5

18-Fantastic Machine 4.2

19-Twice Clonized 4.1

20-Stroll 4

21-Pianoforte 4

22-20 Days in Mariupol 4

23-Going Varsity in Mariachi 3.8

24-Tuba Thieves 3.7

25-Against The Tide 3.6

26-Common Sequence 3.5

27-Longest Goodbye 3.5

28-Food and Country 3.3

29-Victim/Suspect 3.3

30-Is There Anybody There? 3.1

31-A Still Small Voice 3.1

32-Bad Press 2.8

Yorumlar (0)