10.02.2021, 14:27

Yeni dijital platformlar geliyor

Clubhouse bir geldi pir geldi. Ben yaklaşık iki haftadır hem ilgi duyduğum konuları takip ediyorum, hem de sektörün önemli isimleriyle Türk dizi ve sinemasını dertlerinden kurtarıyoruz. Şaka değil, ciddi ciddi tartışmalar yapıyoruz. Hem keyifli, hem de öğretici oluyor. Geçtiğimiz akşam “Sabaha Kadar Sinema” odasında çok keyifli bir sohbet gerçekleşti. Sinemacılar, yapımcılar, senaristler, oyuncular, gazeteciler ve yönetmenlerin katıldığı keyifli tartışmaya gece 01.00’de Kanal D Genel Müdürü Murat Saygı ve TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren de katıldı. İki kanalın genel müdürünü bulunca tabii ki ben söz alıp beklenen soruyu sordum. “TRT iki tane dijital platform açıyormuş. Biri ulusal, diğeri uluslararası olacakmış. Bize gelen bilgiler böyle… Peki, bu platformalar nasıl olacak?”

Fantastik türleri de olacak

İbrahim Eren de ilk kez Clubhouse’ta bizlere bilgiler verdi. Türkiye’de 30 yaş altına televizyonla ulaşmak zor. 14-24 yaşa ulaşamıyoruz. O nedenle tamamen onları hedeflediğimiz bir platform olacak. Adı TRT 0 (Sıfır). Diğeri yani uluslararası olan platformun ise öncelikle Asya, Endonezya, Malezya, Hindistan, Avrupa ve Uygurca konuşulan bölgelerde etkili olması planlanıyor. İçerik seçiminde dikkat ettiğimiz şeylerden biri de Türk televizyonlarında üretemediğimiz içerikler olacak. Bilim kurgu, fantastik türlerini de yapacağız. İngiliz dönem dizisi Peaky Blinders'ın kurgucusunun, tüm bölümlerini dijitale uygun hızlı bir akışla yeniden kurgulayacağı Halka da uluslararası platformda yayınlanacak.”

Dramax geliyor

Kanal D Genel Müdürü Murat Saygı da ilk kez yeni dijital platformu bizlere anlattı: “Adı Dramax olacak. Kanal D arşivinde yer alan tüm dizilerin yurt dışındaki izleyiciye ulaşmasını hedefliyoruz. Zaten çoğunun Arapça, İspanyolca altyazıları ya da dublajı var. Yurt dışı satışı etkilemeyecek şekilde, ülkelerdeki farklı izleyici kitlelerini hedefleyeceğiz. Tüm altyapısını kurduk. Örneğin; Arapça dublajlı bir Türk dizisi Amerika’daki Arap izleyiciyi hedef alacak.”

Türkiye’de dijital platformların önemi anlaşıldı. BluTV, Netflix, Gain ve Exxen’den sonra TRT 0 nasıl bir platform olacak merakla beliyorum. Dramax ve TRT’nin uluslararası platformu da içerik olarak bizi başka bir yere taşıyacak gibi görünüyor.

Derbi gibi film

5 Şubat Cuma günü Netflix Sam Levinson’un yazıp yönettiği, John David Washington ve Zendaya’nın rol aldığı Malcolm & Marie filmini yükledi. Uzun zamandır dijital platformlarda böylesine derinlikli bir filme hasret kalmıştık. Senaryo, reji, oyunculuklar ilaç gibi geldi. Film bir yönetmenin son filminin galasından eve dönen bir çiftin ilişkilerini bir derbiye dönüştürerek yüzleşmesini anlatıyor. Aslında her şey küçücük bir cümleyle başlıyor. Bütün film o cümlenin değeri tartışılıyor aslında… Cümle ne mi? “Teşekkür ederim.” Bir teşekkürün kadın ve erkek dünyasında nasıl değerlendirildiğiyle başlıyor. Oldukça sığ başlayan konuşma o kadar derine iniyor ki, sonunda iki tarafta o teşekkürün değerini anlıyor. Üstelik tüm bunlar tek bir evde, siyah beyaz ve muhteşem oyun performanslarıyla gerçekleşiyor. Hele Zendaya o rolü öylesine giyinmiş ki, her bir mimiğiyle bile çok şey anlatıyor. Size de “Teşekkür ederim”le başlayan, bir ilişkinin açık ameliyatını izlerken nefesinizi tutmak ve film bittiğinde derin bir nefes bırakmak kalıyor.

Ciğerimi bıraktım Safiye’yle

Ortada sağlam bir hikaye, iyi bir senaryo, hakkını veren bir yapım, işin arkasında duran bir yayıncı, inanıp teslim olan oyuncular varsa ve yönetmen sadece bilgisini değil, duygusunu, heyecanını ve gelişme istediğini de ortaya koyuyorsa sonuç ayakta alkışlanacak bir eser oluyor. Masumlar Apartmanı’ndan bahsediyorum. Bu sezonun tartışmasız en çok dikkat çeken, pırıl pırıl parlayan projesinden…

Dün akşam yayınlanan bölümde de 20 yıl sonra dışarı çıkmaya, üstündeki ölü toprağını atmaya, kendi yaşıtları gibi davranmaya, giyinmeye, sevilmeye, sevildiğini hak ettiğine inanmaya izin veren bir Safiye izledik. Naci’nin ölecek olması bile çoğumuzu etkilemedi. Çünkü Safiye’yi o evden çıkarmasını diledik, istedik. Çıkamayacağını bile bile onun bir adımı atmasını istedik. Belki de Safiye’ye biz de umutlarımızı, hayallerimizi, özgürlüğümüzü yükledik. Sanki Safiye o adımı atarsa biz de tutsaklığımızdan kurtulacaktık.

Safiye artık hazırdı ve Naci’yi bekledi. Finalde ise Naci yerde, Safiye kapıda kaldı. Çağrı Vila Lostuvalı o sahneyi öyle bir çekmişti ki, ciğerimi orada Safiye’yle bıraktım. Tüm ekibin eline, yüreğine, emeğine sağlık.

Yorumlar (0)