15.04.2020, 12:25

Aşk 101’i izledim, bu dizide eşcinsel karakter yok

Tarih 23 Mart 2020. Karantinamın 10’uncu günü ve elimde telefon bütün komplo teorilerini okumuştum, koronavirüs nedeniyle panik atak geçiriyordum. Kendi kendime sürekli telkinde bulunup, “Kafamı dağıtmalıyım” cümlesini tekrar ederken telefonum çaldı, Netflix Türkiye ekibi bana küçük bir sürprizleri olduğunu söyledi. Talimatlara uyarak Netflix hesabımı açtım, Aşk 101 dizisinin afişini ve bölümlerini gördüm. Gazeteci olmanın böyle avantajları vardır. Haber ve röportaj yapacağımız için yapımları önceden izleme şansımız olur.

Diziyi acayip merak ediyordum. Çünkü bu işte Ay Yapım imzası var. Türk dizilerini yani dramalarını dünyaya satan Ay Yapım’ın dünya devi Netflix’e neden bir gençlik dizisi yaptığı da diğer merakım... Aşk 101, 8 bölümlük bir dizi. Ben 23 Mart’ta hesabıma yüklenen 4 bölümü bir oturuşta izleyip bitirdim. Eleştirisini de sonra yazacağım. Çünkü yayına çıkmamış, izleyiciyle buluşmamış bir iş hakkında spoiler vermeyi etik bulmuyorum. Neyse konudan kopmayayım.

“Gözümden mi kaçtı?” diye bir daha izledim

Tarih 6 Nisan 2020. Netflix Aşk 101’in uzun fragmanını yayınladı. İki gün sonra sosyal medyada #netflixadamol hashtag’ini gördüm. Konuyu anlamak için derine indim ve sonunda @love101netflix adıyla açılan sahte bir hesaptan “Bizler renkli gökkuşağı altındaki karanlık insanlarız Osman?” yazan bir tweet paylaşıldığını ve sonuna da LGBT bayrağı konulduğunu gördüm. Sonrası kıyamet... Netflix’in dizilerinde eşcinselliği normalleştirmesine edilen hakaretler ve bunu bir Türk dizisinde, özellikle adı Osman olan bir karaktere yaptırtamayacağını iddia edenlerle doluydu tweet'ler, videolar, sayfalar... İşin sosyal dışlanma ve cinsel kimlik meselesine odaklanmadan önce ben de kendimden şüphe ettim. Çünkü ben 16 gün önce bu dizinin 4 bölümünü izlemiştim ve Osman’ın cinsel kimliği üzerine bir tanımlama cümlesi kuracağım herhangi bir şey izlememiştim. “Gözümden mi kaçtı?” diyerek oturup tekrar izledim.

Bu dizi cinsel kimlik kavramından ilerlemiyor

O sırada RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Aşk 101 dizisi için “Uyardık, gözümüz üzerlerinde. Kırmızı çizgilerimiz bellidir. Ahlaksızlığa geçit vermeyeceğiz” açıklamasını okudum. İyice şüphe etmeye başladım kendimden… Ben dört bölüm izledim acaba diğer dört bölümde mi var diye Netflix Türkiye’yi arayıp bütün bölümleri izlemek istediğimi söyledim. Hesabıma yüklediler. Bu süreci neden bu kadar detaylı yazıyorum biliyor musunuz? Görün, bakın, anlayın diye algı operasyonu böyle oluyor işte... Sen kendinden bile şüphe ediyorsun. İzlemediğiniz bir dizi hakkında spoiler vermeyi sevmem ama gerçeklerden kopmanızı istemem. Aşk 101, “öteki” olmayı seçmiş ve zorlanmış 4 öğrencinin okuldan atılmamak için kendilerini destekleyen öğretmenlerini aşkın tuzağına düşürmesini amaçlayan ama yolda aşkın kollarına kendileri düşen gençlerin hikayesine odaklanan bir iş. Ve size bir spoiler vereyim mi, bu dizide sosyal dışlanmanın başka türleri kullanılıyor ama cinsel kimlik kavramı üzerinden ilerlemiyor. Daha açık bir ifadeyle Aşk 101 dizisinde “eşcinsel” bir karakter yok!

Ayrımcılık suçu işliyoruz

Aslında bu yazıda RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’e mektup yazmayı planlamıştım. Çünkü açıklamasının yukarıda yazdığım spotunu okuduğumda “Benim bir aklım yok mu? Seç-izle seçeneğini tercih ettiğim için para verip bir şifreyle izlediğim dizilerde karakterlerin nasıl olacağına neden siz karar veriyorsunuz?” diye düşündüm. Sonra haberin uzun halini bulup okuyunca benim de sadece başlıktan gaza geldiğimi anladım. Fakat açıklama çok net! Türk dizilerinde cinsel kimlik kavramına hassasiyet isteniyor. Şu kopan yaygaraya bakınca; gerçeklikten uzak, ahlak meselesini daracık bir alana sıkıştırmış, bireysel dışlanmayı kitlelere yayarak toplumsal dışlanmayı körüklemekle, algı operasyonu yaparak gözümüzün önünde duran gerçekten kaçamayacağız. Ve ayrımcılık suçu işliyoruz.

Yorumlar (0)