03.09.2025, 22:29

Gözleri KaraDeniz'in ritim bozukluğu var!

Kışın kasveti sona erdiğinde ve güneş kendini göstermeye başladığında gönüller de ısınmaya başlar ve aşk bir boşluktan kalplere sızar. O nedenle her baharda çok meşhur bir tabir kullanılır: “Geldi bahar ayları, titrer gönül yayları…” Televizyon-dizi sektöründe çalışanlar ve izleyiciler için ise bu tabir eylül ayında kullanılır. Güneş tüm cömertliğini çekmeye başlayıp rüzgarı gecelere konuk ettiğinde ekranlarda gönül yayları titreyen yeni karakterler hayatımıza sızar. Bazen bize benzerler, kimi zaman da hayalimizi bize sunarlar. Onlarla yakınlaşır ya da uzaklaşırız. O nedenle kanallar eylül ayına bir düğün gibi hazırlanır ve herkes en güzel işlerini ortaya koyar. Ve ilk başlayan her zaman yarışta da öne geçeceğini zanneder. Ne büyük yanılgı!

SEZONU ATV AÇTI

2025-2026 dizi sezonu dün akşam atv’de yayınlanan Gözleri KaraDeniz’le açıldı. Karadeniz’in doğasıyla, müziğiyle kucak açtığı hatta adını verdiği dizinin yapımını O3 Medya, yapımcılığını Saner Ayar, yönetmenliğini ise Altan Dönmez ve Orkun Çatak üstleniyor. Senaryoda Ayberk Çınar, Ayşin Akbulut, Simge Ayvazoğu, senaryo danışmanlığında ise Ali Can Yaraş var. Dizide Halit Özgür Sarı, Özge Yağız, Mehmet Özgür, Mustafa Açılan, Yonca Şahinbaş, Erol Babaoğlu, Ebru Aykaç, Eren Ören, Osman Albayrak, Onur Özaydın, Türkü Su Demirel, Gizem Arıkan, Berk Ali Çatal, Erdal Hanedar, Özgür Çınar Deveci, Aylin Veziroğlu, Nalan Olcayalp, Berfin Seven VE Ayten Uncuoğlu rol alıyor.

HER ŞEYİN FAZLASI ZARAR!

Peki, dizi izleyiciye ne vaat ediyor? 30 yaşına kadar öksüz ve yetim olduğunu zanneden, Rize’de kaptanlık yapan Azil’in güçlü ve karanlık dünyanın adamı Osman Maçari’nin oğlu olduğunu öğrenmesini ve onun ailesine kabul edilmemesini konu ediniyor. Daha doğrusu reyting aslanın midesindeyken elde ne varsa ortaya koyulsun istenmiş. O nedenle kardeş, üvey anne-oğul, baba-oğul, anne-oğul, iki kardeşin aynı kıza aşk çatışmalarını aynı dizide eritip önümüze koyuyorlar. Çatışmalardan çatışma seç, beğen, al… Ama işte her şeyin fazlası zarar!

İSTANBUL’DA BİR TANE İYİ İNSAN YOK

Gözleri KaraDeniz bizi önce kaptan Azil’le Karadeniz’de 6 dakikalık bir tanıştırma seansına aldı. Azil’in gözünü kırpmadan teknesinde bulduğu uyuşturucuyu denize dökmesi ilk bölüm finalinde masum birinin öleceğini sıkı dizi izleyicilerine hemen gösterdi. Ardından da İstanbul’a, kötülükler kralı ve kraliçesinin konağına götürdü bizi dizi. Ve ilk çıkmazı 8’inci dakikada öğrendik. Osman Maçari 3. evre kanser hastası ve helallik almak için 30 senedir aramadığı oğluna gitmesi gerekiyor. Şansa bakın, Osman Maçari’nin bir baltaya sap olamayan oğlu Mehmet Maçari 10 aylık hapisten o gün çıktı. Tesadüfler bitmedi ve Azil’in denize döktüğü uyuşturucu Mehmet ve halasına ait çıktı. Ben daha dizinin 11’nci dakikasında anladım ki İstanbul’da bir tane iyi insan yok. O nedenle hep Karadeniz’e gidelim istedim.

HALİT VE ÖZGE GÜZEL BİR ÇİFT OLMUŞ

Halit Özgür Sarı’nın ekran enerjisini seviyorum, hatta kendi yaş grubu arasında öne çıkan bir performans sergilediğini düşünüyorum. İçinde ters yöne akan nehri susturabildiğinde daha çok konuşacağız onu… Özge Yağız da yeni dönemin öne çıkan ve tertemiz oyunculuğuyla dikkat çeken isimlerinden biri. Ben bazen pisleşsin istiyorum o ayrı! Halit ve Özge güzel bir çift de olmuşlar. Hatta bu dizinin ilk bölümünde Güneş’in tertemiz karakteri, yağmura, çamura rağmen bembeyaz kalan elbisesi, Azil, Dursun ve Sabriye dışında iyilik, iyi karakter göremedik. Şükür 130 dakikalık dizide bize nefes aldırdılar.

GÜNEŞ'İN TRAVMASINA VEDASI SANİYELER SÜRDÜ

Dizinin en hızlı işleyen tarafı aşk oldu. Güneş denizin yanından geçemezken, 5 dakika sonra tanımadığı kaptanın kolunda denizin ortasındaydı. Onunla anaokulu da açtı, düğüne de gitti. Düğüne giderken teknenin ucunda oturmaktan hiç çekinmedi. Yağmur altında Rize’de kemençeyle horon da tepti. Rize’de niye kemençe var, orayı da anlamadım. Sonra da o tanımadığı adamla aynı teknede denizde uyudu. Azil zaten anında aşık oldu Güneş’e… Babasını bulduğunda da hemen ona anlattı. Yani dizide her şeyin ritmi yavaş aktı ama Güneş’in çocukluk travmalarına vedası saniyeler sürdü.

PEKİ, BİZ DİZİDE NE GÖRDÜK?

Diziye en büyük eleştirim ritmiyle ilgili… Karadeniz deyince benim aklıma hırçınlık, hızlılık ve yükseklik gelir. Dikkat edin Karadenizli arkadaşlarınız çok hızlı konuştukları için zor anlarsınız, her şeyi çok hızlı yaptıkları için kendilerini bir yerlere vururlar, horon teperken hiç yorulmazlar, inatçıdırlar, düz mantıktırlar, hızlı yürürler…. Peki, biz dizide ne gördük? Yavaş yavaş açılan olaylar, tane tane konuşan karakterler, hırçınlık ve öfkenin yanından geçemeyen “kızgın” karakterler… Dizi Karadeniz’in adını almış, müziğini almış, doğasını almış ama maalesef ritmini alamamıştı. Bu da iözellikle 70’inci dakikadan sonra ekran karşısında kalmayı zorlaştırdı.

REYTİNGİNİ YÜKSELTEBİLİR

Dizi Tüm Kişiler’de 3.35 reytingle 2’nci, AB’de 1.67 reytingle 5’inci, ABC1’de 2.78’le 3’üncü oldu. Henüz karşısında hiçbir rakibi yokken aldığı sonuç maalesef çok başarılı değil! Ama sezon henüz açılmadığı için hala şansı var. Adını aldığı Karadeniz’in ruhunu ve ritmini ikinci bölümde iyi işlerse reytingini yükseltecektir. Herkesin emeğine sağlık, yolu açık olsun…

Yorumlar (0)