"İzel, Çelik, Ercan çocukça sebepler yüzünden dağıldı"

Ercan Saatçi yıllar sonra tekrar yorumladığı ‘Kara Kışlar’ şarkısıyla karşımızda. Özgür Aras, Saatçi'yle, müzik sektörünü ve hayatını konuştu.

KÜLTÜR SANAT 26.04.2020, 14:33 26.04.2020, 14:50
"İzel, Çelik, Ercan çocukça sebepler yüzünden dağıldı"

Yıl 1990. Unkapanı’nda çalmadıkları ve yüzlerine kapanmayan kapı kalmayan üç genç; İzel, Çelik, Ercan... Ama pes etmediler. İlk ve tek albümleriyle hafızalara kazındılar. Ercan Saatçi, “Çok araştırdık, tek albüm yapıp dağılan ve hâlâ konuşulan başka bir grup dünyada yok” diyor. Yıllar içinde hepsi farklı yollara gitse de Ercan Saatçi hep üretti. Kendi deyişiyle başkalarının sesinden dinlediğimiz binden fazla esere imza attı. Bir taraftan spor eleştirmenliği yaptı, kendi plak şirketini kurup prodüktörlüğe başladı. ‘Ercan Saatçi Akademi’ isimli bir de okul açtı. ‘Kara Kışlar’ teklisi vesilesiyle dünden bugüne...

Yeniden söylemek için neden ‘Kara Kışlar’ı seçtiniz?

Şarkıyla ilgili özel bir durum yok. Bu, ‘Söz Müzik Ercan Saatçi’ isimli projenin ilk ayağı.

Nedir bu proje?

Bana ait ve başkalarının söylediği binden fazla eser var. İçlerinden 60’ını seçtim ve kendi duygularımı bu sefer ben anlatmak istedim. Zamanla bu şarkıları plak haline de getireceğim.

Kendi hayatınızda şarkınızdaki gibi karakışlara maruz kaldınız mı?

Tabii, ben de herkes gibi karakışlar geçirmiş ve pes etmemiş bir adamım.

‘Yastayım’, ‘Sayenizde’, ‘Alışamadım’ gibi şarkılarınızın sözlerine bakınca hep çok darbe yemiş bir adam gibi görünüyorsunuz...

Darbe yemedim diyemem ama bir şair, besteci ya da yazarın karakter analizini yazdıkları üzerinden yapamazsınız. Öyle olsa bir cinayet romanı yazarını katil olarak görmeniz gerekirdi.

1998’de çıkardığınız albümün ardından neredeyse 20 yıl müzik dünyasından yok oldunuz. Neden?

Hayat beni nereye götürürse oraya gittim. Ama müzikten hiç kopmadım, sadece sahneyi bırakıp işin mutfağında olmayı seçtim.

90’lardan günümüze müzik dünyasında neler değişti?

İzel-Çelik-Ercan olarak ilk şarkılarımızı kaydedip Unkapanı’na gittik. Başta kimse ilgilenmedi. Tam umudu kesmişken biri kabul etti ve şarkılarımız patladı. Kendimizi duyurabileceğimiz mecralar kısıtlıydı. 1991’de Hürriyet’te ilk röportajımız çıktığında kendimizi Oscar almış gibi hissetmiştik!

Tek bir albümle çok popüler oldunuz ve buna rağmen dağıldınız... Neden? O dönem buna grup içindeki aşk hikâyelerinin yol açtığı iddia edilmişti...

O dönem İzel’le sevgiliydik. Grup dağıldıktan sonra da devam etti ilişkimiz. 18-25 yaşları arasında. Grubun dağılması tamamen çocukça, çevrenin yanlış yönlendirmesi ve yönetilememe kaynaklıydı. Çelik’le hep konuşuyoruz ve açıkçası hâlâ mantıklı bir sebep bulamıyoruz!

Şarkı söylemek güzeldir

‘Sayenizde’ isimli şarkınızı en son Tuba Büyüküstün söyledi. Yorumunu beğendiniz mi?

İlk önce bana gönderip izin istediler. Dinledim, gayet hoş ve farklı bir yorum. Zaten “Ben şarkıcıyım” demedi. YouTube kanalı için böyle bir hoşluk yapmış. Genç oyuncuların genelinde şarkı söyleme yeteneği var, söylesinler de. Şarkı söylemek güzeldir.

90’lı yılların şarkılarını neden hâlâ sıkılmadan ve özlemle dinliyoruz sizce?

Günümüzde teknolojinin de etkisiyle şahane altyapılar var. Ama 90’lar ikliminin yarattığı farklı bir duygu vardı. Şimdi o eksik. Sadece gündeme uygun ve gençler seviyor mantığıyla yapılan işler yerine, samimi duygularla, tasarlanmadan yapılan işler kalıcı oluyor.

Yüzlerce aşk şarkısı yazmış bir insan olarak çözdünüz mü aşkı?
Aşk çok zor bir şey; anlatılmayan, yaşanan bir duygu. İçinde her şeyi barındırıyor. Aşkın acısız olanı yok.

Yorumlar (0)