27. Gezici Festival’de hangi filmler izlenebilir?

ÖZEL HABER 28.11.2022, 14:24 29.11.2022, 14:14
27. Gezici Festival’de hangi filmler izlenebilir?

Yıllardır Ankara’da film festivali denince akla gelen festivallerinden bir tanesi olan Gezici Festivali, 27. Yılında izleyicisiyle buluşacak. Ankara’lı sinemaseverlerin merakla beklediği festival bu yıl ayrıca, Sinop ve Kastamonu’da da gösterimler yapacak. Yıllardır şehirleri gezen ve başlangıcını Ankara’dan yapan festivalin yeri, pek çok kişide ayrı… Peki bu yıl da dolu dolu bir film seçkisi hazırlayan festivalin programında neler var? Yazarımız Deniz Ali Tatar, festivalde izleyebileceğiniz filmlerden oluşan bir öneri listesi hazırladı!

Dolu dolu bir film seçkisi!

Gezici Festival’i Ankara’da takip edip, izleyemediğim filmleri takip edeceğim. Festivalin ‘Kadın Öncüler’ bölümünde yer alan ve 100 yıllık bir yapım olan “Eli Kulağında / Just Around The Corner” filmi için çok heyecanlıyım. Filmin aynı zamanda Baba Zula müzikleri eşliğinde gerçekleşecek olan gösterimi oldukça yankı uyandırdı bende. Ebrahim Golestan ile Jean-Luc Godard’ın sinemasal karşılaşmasına tanıklık eden “Cuma Görüşürüz, Robinson / See You Friday, Robinson”, 1976 yapımı “Başkanın Bütün Adamları / All The President’s Man”, Ödüllü Asyalı-Amerikalı yönetmen Ramona S. Diaz imzalı belgesel “Kuşatma / A Thousand Cuts”, Akademi Ödülleri’nde En İyi Uluslararası Film dalında İrlanda’nın adayı olan “Sessiz Kız / The Quiet Girl” ve Cannes Film Festivali’nden Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan “Yakın / Close” filmleri de izleyeceğim filmler arasında.

Park Chan-wook’un yönettiği ve Cannes Film Festivali’nden En İyi Yönetmen Ödülü'yle dönen “Ayrılma Kararı / Decision To Leave” heyecanla izleyebileceğiniz filmler arasında. Gizemli bir cinayetin peşinden giden film, araştırma üzerinde olduğu bir cinayet vakasında önemli sonuçlar elde eden bir polis memuruna odaklanıyor. Bu vakada ana şüpheli olan kadınla git gide yakınlaşan polis memuru, kendini türlü olayların içinde buluyor. Absürt mizah ve romantizmin ustalıkla işlenmiş halini izlemekten büyük keyif aldım. Cinayet ve aşk zıtlığını bir bakıma görünür kılan film, kara mizah tadında heyecanlı, gerilimli ve bir o kadarda kahkaha vadeden cinsten. Sanırım mükemmeliyetçi bir adamın yaşadığı imkansız aşk, bu kadar gıcık ve bu kadar ruha işleyen bir şekilde anlatılabilirdi. Ancak finali kadar acıtıcı, hüzünlü ve etkileyici bir sahne olamazdı. Tang Wei ve Park Hae-il başta olmak üzere tüm oyuncu kadrosu inanılmaz performanslara imza atıyorlar.

Rodrigo Sorogoyen’İn yönettiği “Canavarlar” yani “The Beasts” filmi ise; San Sebastian Film Festivali’nden En İyi Avrupa Film İzleyici Ödülü, Tokyo Film Festivali’nden Büyük Ödül ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ve son olarak Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Uluslararası Yarışması’ndan Marina Fois’in ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazandırmıştı. Yeni bir hayat için bir kasabaya yerleşen ve bu kasabadakiler tarafından istenmeyen bir karı-kocaya odaklanan film, mücadale ve direnç göstermek üzerine dikkat çekici bir anlatıya sahip. Savunduğun değerlerden vazgeçmemek, ama bunun uğruna zorbalığa uğramak ve hatta hayatını tehlikeye atmak üzerine bir filmdi. Çok sarsıcı, sıkı bir hikayeye sahip ve izleyicisini içine alan bir filmdi Başarılı çekilmiş ama bir o kadar izlemesi zor açılış sahnesinin yanında, izleyiciyi rahat bir sonuca ulaştırmaya finali var sadece. Oyunculuklar, güçlü bir dille hikâyeye odaklayıcı türden. Özellikle Marina Fois ve Denis Ménochet başta olmak üzere Diego Anido ve Marie Colomb nefes aldırıcıydı.

Türkiye seçkisi kaçmaz!

Türkiye 2022 seçkisinde bakacak olursak; Belmin Söylemez’in “Ayna Ayna”, Özcan Alper’in “Karanlık Gece”, Çiğdem Sezgin’in “Suna”, Ümran Safter’in “Kabahat” ve Selcen Ergun’un “Kar ve Ayı” filmleri seçkide yer alıyor.Ayrıca Emin Alper’in başyapıtı “Kurak Günler” de festival seçkisinde. Fakat film Sinop ve Kastamonu programında yer alıyor.

Belmin Söylemez’in ikinci uzun metrajlı filmi olan “Ayna Ayna”, Antalya’daki gösteriminden sonra çevremdeki herkesten izlemek istediğini duyduğum bir film. Oyunculuk hayaliyle yanıp tutuşan ve Osmanlı dizilerinde cariye roller oynamak isteyen Aylin, Tam bir Frida aşığı olan ve kendi yazdığı “Frida’ya Mektuplar” oyununu açık alanlarsa seslendiren Frida ile ünlü tiyatro oyuncusu Lale’ye odaklanan film, bu üç kadının hayalleri için verdikleri mücadeleyi konu ediniyor. Büyüleyici tonu ve sade diliyle hikayesinde keyifli vakit geçirdim ben Ayna Ayna’nın. Tiyatronun sinemayla buluşması ve detaylı sekanslarıyla eli yüzü düzgün bir filmdi. Derinlikli hikayesi, karakterlerin iç dünyasına verdiği selam ve ince işlenmiş naif dokusuyla pırıl pırıl bir izletişi vardı. Ancak filmin tek sıkıntısı; fazla uzun sürmesi ve üç hikayenin bir noktada dağılmaya başlaması. Bir süre sonra bitmesi gereken yerde bitmeyen film, fazla uzuyor ve bu da filmden bir süre sonra kopmamıza neden oluyor. Finalde ise üç farklı kadının, ama bazen de birbirlerine benzeyen kadınların, bir noktada bağlanmasını istiyoruz, bu da mümkün olamıyor. Ama başlangıcı itibariyle, oyuncu olmaya hevesli iki kadın ile oyuncu olmayı başarmış ama zorluklarını göğüslemiş bir kadına odaklanma fikri çok güzel işlenmiş.

Ve Altın Portakal’ın ’En İyi Film’ ödüllü yapımı “Karanlık Gece”… Usta yönetmen Özcan Alper’in yönettiği film, kasabalı genç bir adam olan İshak’a odaklanıyor. İshak’ın Sultan’a olan aşkı, kasabaya yeni atanan memur Ali, ortaya çıkan yalanlar ve söylentiler ve daha birçok detayın buluştuğu film, başarılı bir sinematografiye sahip. Doğa, ölüm ve insan arasında kurduğu ilişkisiyle dikkat çekiyor aslında. Ama benim sinemama çok uygun hissedemediğim için hikâyesinde çok büyük bir derinlik bulamadığımı da söylemem gerek. İçine kapanık, sert ve zor bir hikayeyle yola çıkan filmde aslında metaforik anlamların da yer alması bir hayli ilgi yakalıyor aslında. Ancak filmin final sahnesindeki metaforlar da beni aşırı etkiledi. Yar yağışı, kara kulaklı kedi ve çukurun dibi, ağlatan ve bir bakıma sert bir darbe indiren güçlü bir final niteliğinde. Bir yandan filmin güçlü sistem eleştirisi, yaşanan olaylara yaptığı göndermeler ve can acıtıcı halimizi izleme halimiz de dikkatimi çekmedi değil… Berkay Ateş ve Cem Yiğit Üzümoğlu başarılı performanslarıyla adeta karşılıklı şov yapıyorlar. Özellikle Berkay Ateş, İshak karakteriyle büyük bir başarı yakalamış. Pınar Deniz’in renk kattığı fark edilmiyor değil. Ayrıca Sibel Kekilli'yi ve ilk başta tanımakta zorlandığımız (makyaj başarısından dolayı kutlanmalı) Taner Birsel'i de görmek çok hoş oldu...

27. Gezici Festival, Ankara’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gösterimlerini gerçekleştirecek. Oralarda karşılaşmak ve beraber film izleyebilmek dileğiyle….

Yorumlar (0)