“Birinci değil en güvenilen kanal olalım”

The Walt Disney Company Türkiye Genel Müdürü Cenk Soner’le yeni yayın dönemi başlarken bir araya geldik. Soner, “Bizim FOX olarak ille birinci kanal olalım diye bir durumumuz yok. Biz yine izleyicimiz tarafından en güvenilen, en sevilen kanal olmaya devam edelim” diyor.

RÖPORTAJ 06.09.2020, 18:16 09.09.2020, 09:18
“Birinci değil en güvenilen kanal olalım”

Eylül ayı benim için sadece yaza veda demek değil, aynı zamanda en yoğun çalıştığım, içeriklerle daha fazla haşır neşir olduğum bir ay. Çünkü kanallar sezonun en iddialı işlerini eylül ayında görücüye çıkarırlar. Bu yıl belki de koronavirüs nedeniyle verilen aranın ardından kanallar daha fazla hazırlandılar bu sezona... En iyi diziler, programlar, TV filmleri, eğlence ve şov programları çekilmeye başlandı. Çünkü bizi neyin beklediğini bilmiyoruz. Her kanalın kendine özgü bir planı var. Sonuçta kazanan ise her zaman samimiyet ve öngörü oluyor.

Kanal genel müdürleriyle söyleşilerim devam ediyor. Bugün The Walt Disney Company Türkiye Genel Müdürü Cenk Soner''le röportajımı okuyacaksınız. Bu dördüncü söyleşimiz. Her zaman nazik, sorularıma sakinlikle ve olgunlukla cevap veren bir isim Cenk Soner. Stratejinin, içerikle finansı birleştirmenin ve izleyicide güven algısı yaratmanın önemine inanıyor. Bu yıl soracak çok fazla sorum vardı. Fatih Portakal'ın istifa kararından Savaşçı'nın sete çıkıp çıkmayacağına, Z kuşağı için hedeflerinden yapımcılarla ilişkilerine merak edilen her şeyi sordum. Çaylar koyulduysa, kahveler alındıysa buyrun röportaja diyorum. 

Tam 15 gün önce karşınızda otursaydım herhalde dizilerinizi konuşmaya başlardım. Ancak 15 gün önce “Fatih Portakal istifa etti” haberi yayınlandığından ve siz doğruladığınızdan beri meraktayım. Fatih istifa edeceğini söylediğinde nasıl bir tepki verdiniz? Ve Fatih Portakal’ın gitmesine nasıl izin verdiniz?

Ben Fatih’in emeklilik kararının kendi kariyeri açısından çok erken olduğunu düşünüyorum. Ama o böyle bir karar vermişse ve ne kadar hoşumuza gitmese de ona saygı duymamız gerekir. Tekrar altını çizerek söylüyorum, her ne kadar ben bu karar için erken olduğunu düşünsem de saygı duyuyorum. “Nasıl izin verdiniz?” soruna gelince; hiçbirimiz değişimi istemeyiz, buna biraz karşı çıkarız. Bunun çok örneği var. Bu ülkeden çok fazla anchorman geçti ve hayat bir şekilde devam etti. Fatih Portakal da 10 yıl boyunca FOX Ana Haber’de performansını hiç düşürmeden, başarılı işlere imza atarak bu işi yürüttü. Çok başarılı bir süreçti. Biz tabii ki ayrılmasını istemezdik. Ama bu öyle bir anda olan bir şey değildi, bir birikimle oldu. Karşılıklı olarak iyi bir şekilde yönetildi süreç. Fatih bu markaya çok şey verdi. Ona çok teşekkür ederim. Umarım hayal ettiği mutluluğu da çok iyi bir şekilde yaşar. Onun için en iyisi ne olacaksa o olsun. Kalbi bunu söylüyordu ve o kalbinin sesini dinledi. Bu noktada ona saygı duymak gerekir.

Yine objektif ve tarafsız haber bülteni olacağız

Yani “Bunun ötesi yok” diyorsunuz. Ama hepimizin aklında oluşan bir soru var. Fatih’in gidişi tam da Fox ve Disney birleşmesi artık tamamlanmak üzereyken oldu. Fox Haber muhalif olarak tanınan bir bülten, acaba Disney daha mı soft bir haber bülteni istedi de Fatih gitmek istedi?

Öncelikle bizi muhalif olarak tanımlamanıza sıcak bakmıyorum. Biz her zaman objektif ve tarafsız, etik kurallara bağlı habercilik yapıyoruz. Bu da her zaman, her şekilde devam edecek. Yine Doğan Şentürk liderliğinde haber ekibimiz çalışmayı sürdürecek. Yine çok başarılı, yetkin, sağlam bir ekibimiz var. Ve çizgimizi bozmadan, aynı şekilde objektif ve tarafsız haber bültenleri sunmaya devam edeceğiz. Halkı bilgilendirmek en temel stratejimiz. Bugüne kadar gösterdiğimiz duruşla bunu kanıtladık. Bundan sonra da süreç aynı şekilde devam edecektir.

Peki, neden Selçuk Tepeli?

Belli kriterlerimiz ve belli gözlemlerimiz var. Bu alelacele verilmiş bir karar değil. Her zaman takip ettiğimiz, potansiyel olarak gördüğümüz, özellikle haber ekibinin “Bu işi yapabilir” diye güvendiği isimlerden bir tanesiydi. Şartlar el verdi, doğru zamanlamayla oldu.

Bu yazı en iyi geçiren kanallardan birisiniz. İki romantik komedi diziniz var. Ama bugün sezon başlıyor ve yeni diziler başlamak için sıraya girdi bile… İkisi için de tehlike çanları çalmaya başladı diyebilir miyiz?

Açıkçası biz ikisinden de çok memnunuz. Bilhassa yurt dışında çok büyük bir ilgi var. Bay Yanlış ve Sen Çal Kapımı yurt dışındaki yayınlarda çok ilgi görüyor. Zaten sosyal medyaya da baktığınızda birçok ülkede trending topic oluyor. Durumdan memnunuz.

FOX sezonu Eylül ayı itibarıyla açtı.. Bu yıl biz nasıl bir FOX ekranı izleyeceğiz?

Her zamanki çizgisinde giden bir FOX izleyeceğiz. Yine en güvenilir haber bültenlerini yapmaya devam edeceğiz. Diziler tarafında da yenilikçi, herkesi eğlendirici, herkesin beğeneceği ve ince eleyip sık dokuyarak seçtiğimiz yeni dizilerimiz hazır. Mevcut dizilerimiz de devam ediyor. Hedefimiz; hem en eğlenceli, en sevilen kanal olmak, hem de haber bültenlerimizle de en güvenilir kanal olmaya devam etmek. Fakat koronavirüsten ve belirsizlikten dolayı zorlu bir yıl olacak.

Krizlerde önemli olan krizi bir şekilde geçirebilmektir

Ben konuya girmeden siz açtınız. Ben sizleri yani kanal yöneticilerini “geliyorum diyen korona” varken önlem almadığınız için tüm süreç boyunca eleştiren yazılar yazdım. Ama şimdi düşmanı tanıyorsunuz, biliyorsunuz ve sürecin nasıl işleyeceğini herkes biliyor. Koronaya yakalanan sayısı her geçen gün artarken şimdi hazırlıklı mısınız?

Hazırız. Pandemi döneminde de zaten tedbirleri erken aldık. Evden çalışmaya başlamak ve şirket içindeki tedbirler anlamında erken davrandık. Bu dönemi çok iyi bir şekilde atlattık. Burada bir yayın olduğu için her gün işe gelen hatırı sayılır bir çalışanımız var. Bugüne kadar hasarsız, ciddi bir şeyimiz olmadan bu dönemi geçtik. Aynı durumu devam ettirmemiz gerekiyor. Televizyonlar için en büyük içerik dizi. Dizi setleri durunca etkilendik. Yeni içerik olmayınca o dönemi filmler ve tekrarı yüksek reyting getiren dizilerimizle geçirdik. Ancak bu dönemden çok büyük öğrenimler elde ettik.

Ne öğrendiniz?

Krizlerde önemli olan krizi bir şekilde geçebilmektir. Onu da başarılı bir şekilde yaptığımızı düşünüyorum. Her türlü yayınımıza tedbirimizi alarak ilerledik. İlerisine baktığımızda insanların taze içerik izlemek isteyeceğini düşünerek hareket etmeliyiz. O nedenle elimizde daha fazla yedek bölüm olmalı. Biz bu süreçte “Bu olursa daha fazla ne yapabilirim?” senaryolarına ağırlık verdik. İç Yapım'da neler yapabileceğimizi düşünmeye başladık. Açıkçası öyle bir koşuşturmanın içindeydik ki, hiçbirimiz yarını düşünmüyorduk. Bu dönemde ilerisi için ne yapabileceğimizin fırsatını ve zamanını kazanmış olduk. Biraz geçmişe baktık, yanlışlarımızı ve doğrularımızı masaya yatırdık. İzleyicimize en heyecanlı, en neşeli, en güzel içerikleri vermek için çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Filmler, diziler, programlarla hazırlandık.

O zaman bugün açılan yeni sezonu konuşmaya başlayabiliriz. Yasak Elma dördüncü sezonuna bu akşam başlıyor. Bu, beklenen bir başarı mıydı?

Açıkçası biz her dizimizin aslında çok iyi reyting alacağını düşünerek giriyoruz. Fakat istatiksel bir gerçek var. Yayına giren her 3 işten sadece bir tanesi tutuyor. Her ne kadar çok beğendiğimiz işleri satın alsak da, ortada bir istatistik var. Yasak Elma’ya gelirsek; bizim beğendiğimiz, potansiyel beklediğimiz dizilerden bir tanesiydi ve bunun karşılığını bulmasından dolayı çok sevinçliyiz. Yasak Elma halk arasında çok konuşuluyor. Her sohbet masasının bir konusu aslında. Böyle bir etki yaratılmış olması bize de sevinç ve gurur veriyor.

Ben Yasak Elma’yı izlerken kendimi lüks mağaza vitrinlerine bakarken ve alışverişteymiş gibi hissediyorum. Gelelim salı yarışındaki diziniz Baraj’a. Geçen hafta karşısında sadece Menajerimi Ara varken sezonu açtı ve sonuç iyi değil… Rakipler daha da sert gelecek…

Baraj maalesef iki bölüm yayınlayıp pandemi nedeniyle üçüncü bölümünü yayınlayamadığımız bir diziydi. O yüzden yeniden başlıyormuşuz gibi bir planlama yaptık. Evet sezon açıldı ama izleyici henüz ekran başına dönmemişti. Aslında düşük başlaması bir gösterge değil. Biz Baraj için yapımcımızla elimizden gelen her şeyi yapacağız.

Çarşamba akşamı sezonda Öğretmen başlamıştı ama yerine Sen Çal Kapımı yayınladınız yaz sezonunda ve reytingleri oldukça iyi. Öğretmen ne olacak? Ne zaman başlayacak? Hangi güne gelecek?

Aynı gün yayınlanan ve iyi reyting alan iki tane dizimiz var. Bu güzel bir problem. (Gülüyor.) Planlaması üzerinde çalışıyoruz. Şu anda Öğretmen ekibi de sette. Tüm işlerimiz girecek. Sadece iyi bir planlama olması için biraz daha vakte ihtiyacımız var.

Perşembe Mucize Doktor günü ve 17 Eylül’de sezon açıyor. Tanıtımlardan görünen o ki bu sezon çok iddialı olacak…

Son yılların en yüksek reyting alan draması. İzleyici entrika dışında tanımlıyor Mucize Doktor’u. İzleyicilerden “Dizi izlemeyi bırakmıştım. Tekrar izlemeye başladım” cümlelerini duyuyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyor. Çünkü riskli bir şey denedik ve geri dönüşünü aldık..

Gelelim cuma gününe… Bay Yanlış orada kalır mı?

Biz şu anda memnununuz. Yeni sezona da giriyoruz ve rekabet başlayacak. Devam eden dizilerimiz gelecek, rakip kanalların yeni işleri girecek. Sonuçta bunların durumuna göre bütün dizilerimizle ilgili bir değerlendirme yapacağız.

Cumartesi Zümrüdüanka’nız var ve güzel gidiyor. Hepimizin merak ettiği pazar diziniz Savaşçı’ya ne oldu? Limon Yapım’ın iflas ettiği ve Savaşçı’nın sete o nedenle çıkamadığı konuşulanlar arasında… Sizin bu durum karşısında aldığınız bir önlem var mı?

Savaşçı bizim çok beğenilen bir dizimiz. Bugüne kadar karşısına 35 işten fazla iş girdi ve reytingini düşürmeden devam etti. Kanalımızla da özdeşleşen bir iş. Bizim elimizde şu anda birkaç stok bölüm var. Ama yapımcımızdan ne zaman sete çıkılacağıyla ilgili haber bekliyoruz. Sete çıktıklarında yayın planlamamıza koyacağız. Diğer sorunuzu bana değil, yapımcı Hayri Aslan’a yöneltmeniz daha doğru olur.

Şu anda elinizde ayrıca Med Yapım’dan Kimsesizler, 25 Film’den Kefaret ve Limon Yapım’dan Bir Annenin Günahı var. Onun çekimleri başladı mı?

Bir Annenin Günahı’nın çekimleri başladı ama pandemi nedeniyle durdu. Kimsesizler dizisinin çekimleri ise devam ediyor. 

Haftada 7 gün var ama sizin elinizde 11 dizi. Kolaylıklar diliyorum. Bir başka konuşulan mesele de, şu anda yayınlanan ve yayınlanacak olan işlerinizin 6 tanesinde Fatih Aksoy’un imzası olması. Bazılarında adı var, bazılarında ortağı olduğu başka şirket var. Fazlasıyla “FOXMED” yakıştırması yapılıyor.

Her sezon öncesi bize iş sunan bir sürü yapımcıdan iş aldık. Ama şu anda FOX ekranında tutan ve devam eden işlerimize baktığımızda Fatih Aksoy’un sahibi olduğu Med Yapım’ın ve ortağı olduğu MF Yapım’ın projeleri çoğunlukla tuttu. Aslında başka işler de aldık, yayınladık ama bu işler tuttu ve devam etti. Biz bunu kimya tutmuş olarak düşünüyoruz. Med Yapım ve MF Yapım’la çok da iyi çalışıyoruz. Ayrıca Mucize Doktor’un ve Sen Çal Kapımı’nın yapımcısı Asena Bülbüloğlu. Her şeyiyle o ilgileniyor. Biz farklı janralarda işler yapmak istiyoruz ve ortak bir noktada buluşuyoruz. Mucize Doktor’u yapmak kolay bir karar değildi. Yapımcı ve kanalın bu işin arkasında durup, o riski alıp yapması önemliydi. Sonuçta o yapımcılarla bir güven ilişkisi oluşturduk. Beraber yaptığımız her iş tutuyor. Biz bundan mutluyuz. Ayrıca 4 yıldır süren Savaşçı dizimiz Limon Yapım’la, Zümrüdüanka ise Pastel Film’le sürüyor. Biz prototipimizi tutan diziye göre ayarlıyoruz. Kapımız her yapımcıya açık.

Altı ayda bir kartlar yeniden dağıtılıyor

Gelseler de yer yok zaten!

Hiçbir işin garantisi yok. Çok iyi reytingli işlerin karşısına bambaşka bir dizi gelir, reytingleri düşer bitirmek zorunda kalırız. Her altı ayda bir kartlar yeniden dağıtılır. Yeni işler giriyor ve çok fazla rekabet var.

Biraz da program konuşalım.

Gündüz kuşağına baktığımızda aslında hafta içi İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat başlıyor. Sonrasında Çağla ile Yeni Bir Gün, Temizlik Benim İşim ve Zuhal Topal’la Sofrada. Hafta sonları ise geçen sezondan Memet Özer ile Mutfakta, Dostumun Dünyası ve Benden Söylemesi ile devam ediyoruz, ayrıca yeni sezonda yeni başladığımız Kamera Arkası programımız var. Biz bu durumdan çok memnunuz açıkçası. Gündüz kuşağımızın bizi tatmin eden, izleyicimizi tatmin eden bir kuşak olduğunu düşünüyoruz. Bunun yanı sıra Prime Time'da Yaparsın Aşkım yarışması izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. 

Blu TV ve FX olarak Alef dizisini yaptınız. Nasıl gitti sizin için?

Çok memnun kaldık ve bu tarz iş birliklerine her zaman açığız. Bu fırsatları da yaratmak istiyoruz. Çünkü bu tarz işleri yapmak zor. Ama iş birlikleriyle yapılmayacak hiçbir şey olmadığını gördük.

“Bu sene çok zor olacak” dediniz. Nasıl görüyorsunuz rakiplerinizi? Yine birinci olur musunuz?

Herkes çok iyi hazırlanıyor. Türk medya sektörü kreatif olarak önde. Prodüksiyon kalitemiz ve kreatif tarafımızla iyiyiz. Son giren işlere baktığımızda cesur olduğumuzu görüyorum. Sektör farklı işler denemeye başladı. Çok reyting almasının bir önemi yok, önemli olan bunları deneyebilecek bir ortamın olması ve cesaretin gösterilmesi. Bence şu anda çok farklı işler oluyor. Bu da tabi ki rekabeti daha da kızıştıracaktır. Bizim ille birinci kanal olalım diye bir durumumuz yok. Biz yine izleyicimiz tarafından en güvenilen, en sevilen kanal olmaya devam edelim. İlk üçte olalım. Birinci değil, en güvenilen kanal olalım. Çünkü biz bu maratonda 100 metre yarışında değiliz, uzun yol koşucusuyuz. Reytingler iner, bazen de çıkar. Önemli olan uzun vadede izleyici anlamında güvenilirlik ve beğenilme algısı devam etsin.

Türkiye için televizyon bitmez

Bu pandemide gördük ki, Netflix geldi ve bir sürü yeni insanın evine girdi. Hiç Netflix almayacak insanlar televizyonda sürekli tekrar izlemekten sıkılıp başladılar izlemeye. 40 dakika dizi izlemenin tadına vardık bu pandemide. Dijital platformlar televizyonu bitirir mi sizce?

Türkiye için televizyon bitmez. Çünkü medya sektörünün gelişimini gözlemlediğimiz ülkelere baktığımızda bunun bir süreç olduğunu görüyoruz. Düşündüğümüzde Türkiye’de 20 milyon hane var. Bu hanelerin çoğu da içeriğini hala ulusal kanallardan alıyor. İzleyici alışkanlığının kısa sürede değişeceğini ve TV’den uzaklaşacaklarını düşünmüyorum. Dijital platformlar için de teknik alt yapının tüm Türkiye’de elverişli hale getirilmesi gerektiğine inanıyorum..

Peki, Z kuşağını televizyona çekmek için bir stratejiniz var mı?

Genç kuşağa değinmek çok önemli bir nokta. Bugünün izleyicisi ulusal kanallarda çok iyi içerikleri bir ücret ödemeden buluyor aslında. Z kuşağına baktığımızda onlar istediği içeriği elde etmek için ödemeye yapmaya daha yatkın. Bu kuşak üniversiteden mezun olup, kendi harcayacağı parayı kendisi kazandığında durum değişecektir. Televizyonlarda aslında kadın için içerik üretilir. Çünkü evin satın almayla ilgili kararlar veren kişisi kadınlardır. Ne zaman karar verici kişiler ve alışveriş davranışları değişirse her şey değişir.

Z kuşağına değer veriyoruz

Z kuşağı biraz daha bireysel karar vermek konusunda yetkin. Fakat biz burada bir içerik veriyoruz. Bu dijital, lineer ya da uydudan olmuş fark etmiyor. Bunlar sadece o içeriği nasıl ulaştıracağımızın aracı aslında tanımladığımız şeyler. Bu değişen teknolojiye ve izleyici alışkanlıklarına paralel olarak evrim geçirecektir. Bu da çok hızlı bir şekilde olacak bir şey değil. Şu anda televizyonlarda çok büyük bir içerik olmadığı için dijital taraf çok ön plana çıktı. Böyle bir sonucu tüm Türkiye’ye genellemek çok doğru olmaz diye düşünüyorum. Biz FOX olarak Z kuşağına ve gençlere her zaman değer veriyoruz. Yaz işleri, romantik komediler ve gençlere yönelik işler girmemizin asıl sebebi bu. Birkaç senedir FOXFest diye tamamen gençlere yönelik bir festivaller yapıyoruz. Bu yıl pandemi nedeniyle yapamadık ama genç kuşak arasında bir markaya dönüşme hedefimize devam ediyoruz.

Son söz…

Yeni yayın dönemi herkese hayırlı olsun.

Yorumlar (0)