1
996 yılında Yaşar İrvül tarafından kurulan ve çağdaş vizyonuyla bugüne kadar birçok başarılı projeye imza atan, sektörün önemli şirketleri arasındaki yerini her geçen gün daha da güçlendiren Pastel Film'in yeni kuşak temsilcisi ve alanının en genç CEO’su Efe İrvül'le pandemi döneminden değişen medya ortamına, sektörde genç olmanın avantajlarından gelecek hedeflerine kadar pek çok konuda konuştuğumuz keyifli bir sohbete imza attık...
Sektörün en genç CEO’su olarak anılıyorsunuz, hedefiniz bu muydu?
Küçük yaştan itibaren sektörün içinde yer almam bana sektörle ilgili birçok şey öğretti. Bir yandan çocukluktan alaylı yetişirken diğer yandan kendimi bu alanda geliştirdim ve İstanbul Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Medya Bölümü’nü bitirdim. Henüz yolun başında olduğumu düşünüyorum. Gerçekleştirmek istediğim birçok proje var.
Babam Yaşar İrvül'ü hep örnek aldım
Çocukken de hayaliniz bir gün babanız Yaşar İrvül gibi olmak, işi devralmak mıydı? Yani yapımcılık sizin için kader mi, seçim mi?
Sektördeki güçlü duruşuyla Yaşar İrvül tabii ki hep rol model olarak örnek aldığım birisiydi. Bu alanda kariyerimi ilerletmeyi düşündüğümü söylediğimde, kendisi her zaman destek verdi ve arkamda durdu. Yapımcılık benim için kader değil, hayallerimi gerçeğe dönüştürebileceğim yaratıcı, keyifli bir alan oldu.
Genç bir yapımcı olmanın avantajları ve dezavantajları neler?
En büyük avantajı genç kuşağı iyi tanımak. Bir diğer avantaj ise çağımızın gelişen teknolojisini takip edip “Z” kuşağının hızına yetişebilmek diyebilirim. Küçük yaştan itibaren sektörün içinde yer almam bir şekilde sektörün dezavantajlarını avantaja çevirmemi sağlıyor.
Peki, değişen medya ortamında çağı yakalamak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijital platformlar için projeleriniz var mı?
Gelişen teknolojiyi çok yakından takip ediyoruz. Dijital platformlar için üreteceğimiz projeleri, yakında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Konvansiyonel medyanın yanı sıra dijital içerikler sunarak Pastel Film’i geleceğe taşımayı hedefliyoruz. İtiraf etmeliyim ki; genç bir yapımcı olarak beni en çok heyecanlandıran işler dijital platformlar için hazırladığımız projeler. Üzerinde çalıştığımız farklı tarzlarda dijital işlerimiz var. Bu konu hakkında detaylı çalışmalar yapıyoruz ve olgunlaşması zaman alıyor. Zamanı geldikçe yeni projelerimizi izleyicilerimizin beğenisine sunacağız.
Süreci en sağlıklı şekilde geçirme gayretindeyiz
Yapım şirketleri pandemi döneminde ne gibi zorluklarla karşı karşıya kaldı?
Bu süreçte bizim için en önemli olan şey, oyuncularımızın ve ekibimizin sağlığı oldu. Pandemi süreci ile ilgili alınması gereken önlemleri yerine getirerek süreci en sağlıklı şekilde geçirme gayretindeyiz. Yeniden sete başlamadan önce sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı için tedbirler alıyoruz ve hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu ay Zümrüdüanka projesinin ekibini sete çıkarmak üzere çalışmalarımıza başladık. Set ekibi ve oyuncularımızı riske atmayacak şekilde çekim yapabilmek amacıyla senaryolarımızı gözden geçiriyoruz. Biz içerik üreticilerinin durması mümkün değil. Tedbir amaçlı kısa bir ara verdik, gerekli güvenlik önlemlerini alarak, yayındaki işlerimize ve yeni projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz. Umuyoruz ki, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi bir an önce son bulur.
Zümrüdüanka seti için nasıl önemler alacaksınız?
Oyuncularımızın ve ekibimizin sağlığı için gerekli tüm önlemler alınarak sete çıkılacak. Bu süreçte bakanlığın konuyla ilgili düzenlemelerini yerine getiriyoruz. Sağlık kontrolleri ve koronavirüs testleri yapılıyor. Çekim yapılan mekanlar dezenfekte edilip, izole olduktan sonra uygun ortam sağlanıp çekimlere başlanacak.
Pastel Film'de eşsiz deneyimlerle donanmaya devam edeceğim
Zorluk konusuna dönersek, pandemi öncesinde yapım şirketlerinin yaşadığı zorluklar nelerdi?
Son yıllarda yapım şirketlerinin karşılaştıkları en önemli zorlukları üç başlıkta özetleyebiliriz:
- Finansal sıkıntılar - Konvansiyonel TV ortamında ekonomik durum ve bütçelerin daralması
- Yetersiz yaratıcı insan kaynağı/proje üretimi
- Teknolojik değişimle yeniden biçimlenen medya ortamına geçiş sancıları
Sektörümüzün içinde bulunduğu bu ortam risklerle beraber, fırsatlar da sunuyor. Genç bir yapımcı olmanın avantajlarından faydalanırken, tuzaklarına düşmemek için dikkatli olmam gerektiğinin farkındayım. Değişime, teknolojiye uyum konusunda vizyon, enerji ve motivasyonum var. Diğer taraftan; gençlik enerjimi ve heyecanımı tecrübe ile birleştirmezsem, hata riskim artar. Bunun bilincindeyim ve 40 yıllık iş ve 30 yıllık yapımcılık tecrübesini bana aktaran babam Yaşar İrvül ile birlikte çalıştığım için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Umarım uzun yıllar, babamın yanında, bana verdiği konfor alanında, Pastel Film'de eşsiz deneyimlerle donanmaya devam edeceğim. Gençlik enerjimi ve vizyonumu, değişen medya ortamına aktararak, çağı yakalayan başarılı işler yapacağım.
Projeleri seçerken kriterleriniz neler? Olmazsa olmazlarınız var mı?
Bir projeyi seçerken sektörün ihtiyacı, yönelimi, rekabet ortamının boşlukları, seyircinin izleme biçimleri gibi somut gerçekler çerçevesinde karar vermek gerekiyor. Şirketimizin yıllara dayanan bilgi birikimi ile süzgeçten geçirdiğimiz projeler üzerinde çalışmaya başlıyoruz. Projeye inanmak çok önemli ancak sadece inanmak değil, gerçekleştirildiğinde ne kadar tatmin edici olacağını, rekabet ortamında nasıl var olacağını, izleyiciden nasıl tepkiler alacağını düşünüp tartmamız gerekiyor. Bu bağlamda projeye karşı pozitif bir yaklaşım içine girersek hazırlıklara başlıyoruz ve izleyicilerimize sunuyoruz.
Dizi setleri “maraton koşusu” gibi uzun soluklu çalışma ortamı
Oyuncu seçimlerinde önceliğiniz ne oluyor?
Dizi veya filmde tüm süreçlerin ve yaratıcı ekiplerin uyumlu ve dengeli yönetilmesi gerekir. Oyuncu seçimi konusu profesyonel bir süreç. Bu konuda çalıştığımız cast direktörleri oluyor. Oyuncu seçiminde de yaratıcıların tercihleri ve uygun buldukları adaylar arasından çalışma koşullarına en uygun olan ve projenin başarısına en fazla katkı sağlayacak oyuncuyu tercih ediyoruz. Bence bir hikayeyi en iyi anlatmanın yolu, gerçek ve derinlikli karakterler yaratabilmekten geçiyor. Karakterin en iyi “vücut bulacağı” oyuncu, bence doğru oyuncudur. Bununla beraber, oyuncuların uygunlukları kadar iş disiplinleri, ekip çalışmasına olan uyumları, çalışma arkadaşlarına saygılı olmaları gibi özellikler de tercihlerimizde çok önemli rol oynuyor. Dizi setleri “maraton koşusu” gibi uzun soluklu çalışma ortamlarıdır. İş barışı, saygı ve sevgi olmadan, huzurlu ve verimli bir çalışma ortamı sağlamak mümkün değil.
Bir projeye "tamam" denildikten sonra izleyici karşısına çıkana kadarki süreç nasıl işliyor?
Her şeyin başlangıcı bir fikir / senaryo üzerinden oluyor. Bu aşamada kanaldan gelen talep, daha önceden başarı sağlamış bir proje ya da tamamen özgün bir senaryo ile yola çıkılabiliyor. Ekibimiz projeyle ilgili hazırlıkları yaparken, bir diğer yandan cast çalışmalarımızı tamamlıyoruz. Mekanlar belirlendikten sonra, gerekli çalışmalar yapılıyor ve sete çıkılıyor. Tabi tüm bu süreç ince elenip sık dokunuyor ve bizim için tatmin edici bir sonuca ulaşıldığında, proje ekranlarda yerini alıyor.
Üzerinde çalıştığımız işler var
İzleyicinin en büyük şikayeti sürekli olarak birbirinin neredeyse aynı dizilerin yapılıyor olmasıyken, yapımcıların ise bu konudaki savunması "İzleyici bunu istiyor" oluyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle Türk seyircisini iyi tanımamız gerekli. Hep aynı projeyi isteyen bir seyirci ile karşı karşıya olmadığımızı, dijital platformların içeriklerinin yükselen izlenme oranlarından biliyoruz. İzleyici kaliteli, farklı, yenilikçi işler bekliyor. Pastel Film olarak izleyicinin nabzını yakından tutuyoruz. Önümüzdeki süreçte farklı ve kaliteli yapımlarla hem konvansiyonel medyada, hem de dijital platformlarda izleyicinin beklentilerini karşılamayı hedefliyoruz.
Pastel Film'in yeni projelerinden bahseder misiniz?
Farklı türlerde ve farklı mecralarda yayınlanmak üzere, üzerinde çalıştığımız işler var. Yeni projelerimiz için hazırlıklarımız devam ediyor. Hem seyir zevki yüksek, hem de izleyiciyi tatmin edecek kaliteli yapımlarla izleyicimizle buluşmaya devam edeceğiz.
