25.06.2020, 12:07

İç dünyamda bir oyun oynuyorum

Yarı tropikal iklimde yaşadığımız İstanbul'da, ne giyeceğimize şaşırmakla birlikte ruh halimizde buna ayak uydurmakta epey zorlanıyor bugünlerde. Zor günlerin içinden geçtiğim haziran ayı terbiyesizine karşılık, ruh halimi dengeleyen parçalar ile hayat iktidarımı korumaktayım. Metropol yaşantısında ya da herhangi bir yaşam alanında yaşayanlara, can suyu verecek parçaları da şuraya tek tek not alalım. Hayat devam ederken, hepimizin etrafından dikey olarak akan hikayelerimizin alt sesi geçişlerimizi dengeler, iskeleyi dik tutar.

Günün 24 saat olduğu gerçeği ile yaşarken, sabahın ilk ışıklarında uyanan ben günün ilk şarkısı Ediz Hafızoğlu'nun Nazdrave albümünden ve Eylem Aktaş'ın vokali ile gerçeklerden asla kopmadan yaşamamı sağlayan Kimse Bilmez parçası ile günüme başlıyorum. En az 4 tur dönüyor evimin duvarları etrafında. Eylem Aktaş, dizi fabrikası olan ülkemizde sektöre de başka bir kaliteyi sunuyor.

İstanbullu Gelin, Gönülçelen, Asi, Ihlamurlar Altında, Hatırla Sevgili, Gülbeyaz gibi dizi filmlerin müziklerinde, sesiyle her hafta evlerimize misafir oldu.

Sabahları aç karna aldığım diğer parçalar ise, değişmeden ligdeki puan cetvelindeki yerlerini koruyorlar. Ligler uzun süre ertelense de ev liginde fikstür tüm hızıyla devam ediyor.

123'ün Esin Gündüz ile yaptıkları Damla parçası iki tam tur döndükten sonra sırasını Derd'Ali arkadaşımın Dervişler parçasına bırakıyor. Türk kahvemi hazırlarken Derd'Ali’nin “Günaydın gördüklerim benimle kalsın” demesi ve “Lan ne yapıyorlar bu arsızlar” kısmı ile gerçek dünyaya sert bir iniş gerçekleştiriyorum.

Yaz aylarının başında olmamıza rağmen, duygu dünyamda kurduğum kamp alanındaki çadırımı toplamaya başladığımdan ve yeni kamp alanları aramaya başlamamdan mustarip Gündoğarken'in “Bir Yaz Daha Bitiyor'” şarkısıyla yeni hayatımı şekillendirmeye çabalıyorum. İstanbul’un ansız yağan yağmurları da kamp alanımdaki döküntülerimi toplamamda ruhuma ilaç etkisi yaratıp yarınıma daha özverili ve dikkatli olmam için yardımcı oluyor.

Fuat Güner'in “Hava Bozdu” şarkısıyla hiç kimsenin duymadığı ve önemsemediği gerçeklere kılıç çeken parçayla yeni yol planları yapmaya, tekrar beni heveslendiren şarkıyla yeni otoban rotaları oluşturuyorum.

Metropol yaşamında iskelemize yanaşan arkadaşlıkların ne kadar da tehlikeli olduğunu anladığım bir haftanın içinden geçiyorum. Bu hadsiz dünya insanlarına kalkan olacak şarkıları aramaya başlıyorum. Bir oyun oynuyorum iç dünyamda…

Korhan Futacı ve Haluk Bilginer birlikte yaptıkları “Ah Güzel Kafam” parçasıyla ne acayip, hadsiz kafalara atarlı bir cevap veriyorlar benim için. Umarım sizin de yeni değişen hadsizlik ve herbokologlara karşı kalkanınız olacaktır. Umut tükenmez egzozlu yaşamamızda...

Batı ve Doğu sound’unu harmanlıyoruz

Bu hafta çekimlerine başlayacağımız müzik programımızı sizlerle paylaşmak istedim.

Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı, 16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından Sadrazam Kara Ahmet Paşa’nın kethüdası için inşa ettirilmiştir. Önemli hamam yapılarındandır. Çekimleri 16. yüzyılın dokusu, dünya standartlarında ses ve görüntü kalitesi ile akustik performans için hazırladığımız büyüleyici stüdyo ortamı olan Kethüda Hamamı'nda gerçekleştiriyoruz. Bu projemizde, Anadolu'da yaşanmış binlerce yıllık tarihin eşsiz hikayelerini anlatan türkülerimizin aynı derinlik, güzellik ve gerçeklikle yeni nesille buluşturmayı hedefliyoruz.

Kısacası Batı sound'u ile Doğu sound'unu harmanlıyoruz. Sahnemiz herkese açık. Sahnemizde sanatçılarımızı ağırlamaktan onur duyarız.

Sahne sanatları ve müzikten hiç ayrılmamak üzere...

Yorumlar (0)