02.05.2020, 21:23

İlişkinize ayna olacak filmler

Bilenlere hatırlatma, bilmeyenlere tavsiye olsun; sevgili Oya Doğan nam-ı diğer Dizi Dokturu’muz bir süre önce “Boşan da Gel” adlı bir roman kaleme almıştı. Roman, genç yaşta boşanan güzel, kariyerinde başarılı bir kadının geçirdiği ruhsal değişimin sonunda aslında yaşadığı hayatın onu mutlu etmediğini fark etmesini ve kendi gerçekliğini bulmasını mizahi bir dille anlatıyordu.

Hem muhteşem aşka ulaşmaya hem de boşanma travmasını atlatmaya çalışan “Boşan da Gel” adlı romanının karakteri Lara’nın iç döküşlerinde dile getirdiği gibi; belki siz de onun gibi bir süre önce boylu poslu, yanık tenli ya da işveli cilveli ve muhteşem gülümsemesiyle soluğunuzu kesen, delicesine sevdiğiniz, tutkuyla âşık olduğunuz biriyle nikah masasına yürüyen, aynı hayatı paylaşmak üzere yollarınızı birleştiren o mutlu çiftlerden birisiniz.

Fakat o da ne! Yoksa, günlük rutinleriniz arasında, sosyal ortamlar içinde gül gibi geçinip giderken ve hatta belki de herkes tarafından örnek bir çift olarak parmakla gösterilirken, roman kahramanımız Lara’nın iki buçuk yıl sonra kabusa dönüşen o büyülü rüyası gibi siz de bu sosyal mesafeli karantina günleriyle birlikte yaşadığınız ilişkinin çıkmazlarına mı girdiniz?

İlk defa bu kadar uzun ve bir arada vakit geçirdiğiniz partnerinizin bambaşka huyları ve yüzlerini mi keşfettiniz?

Hatta her geçen gün, sanki bir yabancıyla birlikte yeni bir güne başladığınızı mı düşünmeye başladınız?

Tamam, durun, sakin olun! Bu süreç kimi ilişkileri olumlu etkilerken, kabul edelim kimi ilişkileri de sarsmaya başladı. Ama ne kadar süreceğini bilmediğimiz evlerimizde kaldığımız bu süreçte kendimize, ailemize veya eşimize ayırdığımız bu yoğun vakitlerde duygu durumu değişikliklerini ortaya dökmenin ve ilişki sorunlarımızı tartışmanın zamanı olmadığını bilmekle birlikte birçok yeniliği keşfettiğimiz böyle bir zamanda belki de pireyi deve yaptığınızı anlamanıza yardımcı olacak, ilişkilerinize de ayna olacak filmler seçtim sizin için...

Bir Ayrılık

Yönetmen: Asghar Farhadi / Oyuncular: Leila Hatami, Peyman Moaadi, Sarina Farhadi, Sareh Bayat, Shahab Hosseini, Kimia Hosseini, Merila Zarei, Babak Karimi, Shirin Yazdanbakhsh, Ali-Asghar Shahbazi / Süre: 123 dakika

Asghar Farhadi’nin yazıp yönettiği Jodaeiye Nader az Simin (A Separation), Berlin Film Festivali’nde “En İyi Film”, “En İyi Erkek Oyuncu” ve “En İyi Kadın Oyuncu” dallarında ödül kazanan ilk İran filmidir.

Film, Batı’nın standartlarına uyum sağlayarak hem bireysel hem de kültürel bir yabancılaşma içinde olan Tahranlı orta sınıf genç bir çiftin ayrılma kararıyla ortaya çıkan çözülmemiş gizemleri, öfkeli çatışmaları ve aile yükleri ile gelişen hakikatli bir öyküye sahip.

Simin, 11 yaşındaki kızları Termeh için daha iyi bir gelecek peşindedir. Ve bunun için yurt dışına yerleşmeyi planlar. Fakat kocası Nader, kendisini Alzheimer hastası babasına bakmakla yükümlü gördüğü için bu fikri sıcak karşılamaz. Bu uyuşmazlık sonucu ayrılmaya karar veren Simin boşanmayı talep eder. Fakat kısa süre içinde beklenmedik bir şekilde bu ilişkilerin içine hırsızlık suçlaması ve ölüm girince ortalık karışır.

Seyirciyi, filmin ilk sahnesinden sonuna kadar hâkim koltuğuna oturtan ve karakterlerin hem adli hem de ahlaki yük altındaki ezikliğine ortak eden yönetmen İran’ın yabancılaşma durumunu burjuva-işçi sınıfı ve laik-dindar kesişmelerle etkileyici bir şekilde sunuyor.

Duvak

Yönetmen: John Curran / Oyuncular: Edward Norton, Naomi Watts, Toby Jones, Diana Rigg, Anthony Wong, Liev Schreiber, Juliet Howland, Alan David, Maggie Steed, Cheng Sihan, Lucy Voller, Marie-Laure Descoureaux, Zoe Telford, Lü Yan, Xia Yu, Feng Li / Süre: 125 dakika

Çin-Amerika ortak yapımı olan ve kültürel farklılıklar ile umutsuz koşullar ışığında kendini keşfetme ve yeniden âşık olma durumunu yaşatan The Painted Veil, İngiliz yazar W. Somerset Maugham’ın 1925 yılında yazdığı aynı isimli romanına dayanmaktadır.

Güçlü aşk hikayesi, kültürel çatışmaları, ikna edici performansları ve muazzam sinematografisi ile soluksuz bir seyir sağlayan film, Alexandre Desplat’ın müzikleri ile 64. Altın Küre Ödülleri’nde “En İyi Film Müziği” dalında ödül kazanmıştır.

1920 yılları Londra’sında, sosyetik bir ailenin kızı olan Kitty ile mikrobiyoloji uzmanı Walter Fane bir partide tanışarak yakınlaşır. Kitty baskıcı annesi ile bir arada yaşamak yerine, Walter Fane’i tanımamasına rağmen evlenme teklifini kabul eder ve hızla baba evinden uzaklaşarak Şanghay’da yeni bir yaşama başlar. Evliliğinde beklediği heyecanı bulamayan Kitty, mutluluğu evliliği dışında aramaya başlayınca sadakat zinciri kırılır. Bu durumun üstesinden gelmeye çalışırken kendilerini kolera salgınlarının içinde bulan karı koca oldukça çarpıcı bir olgunlaşma ve bağışlama hikayesi ile seyirciyi yüz yüze bırakır.

Evlilik Hikayesi

Yönetmen: Noah Baumbach / Oyuncular: Scarlett Johansson, Adam Driver, Laura Dern, Alan Alda, Ray Liotta, Azhy Robertson, Julie Hagerty, Merritt Wever, Wallace Shawn, Martha Kelly, Mark O'Brien, Matthew Shear, Brooke Bloom, Kyle Bornheimer, Mickey Sumner, Robert Smigel, Rich Fulcher, Lucas Neff, Tunde Adebimpe / Süre: 137 dakika

Marriage Story, evli bir çiftin New York’tan Los Angeles’a kadar uzanan boşanma hikayesini konu ediyor.

Bir yönetmen olan Charlie ve oyuncu olan eşi Nicole, evliliklerinde sona gelen bir çifttir. Boşanmaya karar veren çift, bu süreci kolayca sona erdirmeyi düşünse de işler pek de düşündükleri gibi gitmiyor.

Çocuklarının velayeti işin içine girince, süreç çiftin beklediğinden daha karmaşık bir hal alır. Bu sırada ikisinin de hayatlarına farklı şehirlerde yön vermeye çalışması, işlerin iyice kızışmasına neden olur. Charlie projelerini sürdürmek için New York’ta kalmak isterken, Nicole ise kadrosuna katıldığı televizyon dizisi için Los Angeles’ta yaşamayı planlar. Uzun zaman boyunca içlerinde gömülü kalmış kızgınlıklar da bu giderek agresifleşen boşanma sürecinde ortaya çıkmaya başlar.

Güllerin Savaşı

Yönetmen: Danny DeVito / Oyuncular: Michael Douglas, Kathleen Turner, Danny DeVito, Marianne Sägebrecht, Dan Castellaneta, Sean Astin, Trenton Teigen, Heather Fairfield, G.D. Spradlin, Peter Donat, David Wohl, Shirley Mitchell / Süre: 116 dakika

Popüler sinema eserlerinden hoşlananların kesinlikle eğleneceği, 1989 yapımı, Warren Adler’in aynı adlı romanından uyarlanan, The War of the Roses adlı bu Amerikan kara komedi filmi; mükemmel bir evliliğe sahip zengin bir çifti kadrajına alıyor.

İlişkileri tutkuyla başlayan Oliver ve Barbara Rose çiftinin evliliği, Barbara’nın bir gün Oliver olmadan hayatın nasıl olacağına dair hayaller kurmayasıyla altüst olur. Böylelikle, bir anda on sekiz yıllık evliliklerini sonlandırmaya karar veren çift için yaşam, kimin kimi daha önce evden kovacağına dair bir yarışa dönüşür. Ama oturdukları evin mülkiyetinin kimde olacağı konusunda anlaşamamaları üzerine bu durum onlar için büyük bir savaşa dönüşür.

Evlilikleri dağılmaya başladığında, maddi mülkleri çirkin ve acı bir boşanma savaşının merkezi haline geldiğinde ve bu uğurda ikisi de geri adım atmadığında, Oliver avukatından bu anlaşmazlığa istinaden usta taktikler almasına rağmen çift için her şey artık çok geçtir.

Boşanma sırasında çiftlerin nasıl da acımasızca birbirini harcayabilecekleri ve gözlerini oymaya hazır insanlara dönüşebilecekleri konusunda belki biraz abartılı ama yine de çarpıcı bir hikâye anlatan film bir evliliğin ölümü ve aşkın bir şiddet eylemi olduğuna dair ironi yapan en iyi filmlerdendir.

Velayet

Yönetmen: Xavier Legrand / Oyuncular: Léa Drucker, Denis Ménochet, Thomas Gioria, Mathilde Auneveux, Jean-Marie Winling / Süre: 93 dakika

Bir Fransız draması olan Jusqu'à la garde (Custody), aile içi şiddet konusunu oldukça sert bir biçimde ele alan filmlerden biridir.

Miriam Besson ve Antoine Besson boşanmış bir çifttir. Ancak çocuklarının velayeti için davaları devam etmektedir.

Film, ilk sahnesinden itibaren çocuklarının velayetleri için hâkim karşısına çıkan çiftin argümanları bağlamında izleyiciyi yönlendiren ve belki de taraf seçmeye zorlayan bir yapıya sahip. Tıpkı hâkim gibi, izleyicinin de ilk defa karşı karşıya geldiği ebeveynler kendi haklılıklarını ortaya çıkarmak isterken kimin yalan söylediğini anlamak bir hayli güçtür.

Zira Miriam’ın boşandığı kocası Antoine Besson, hoş bir adamdır. Bir hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan Antoine, amirleri ve meslektaşları tarafından saygınlık kazanmıştır. Üstelik o on bir yaşındaki oğlu Julien’e de yakın olmaya çalışan bir babadır. Bu yüzden de oğlu Julien’in velayetini ister. Fakat sorun şu ki herkes Antoine’yi ne kadar iyi biri olarak görse de iki çocuğu ve karısı için durum öyle değildir.

Bu yüzden Miriam, oğlunu korumak ve onu babasının yapmakla suçladığı şiddet eylemlerinden uzak tutmak için bir mücadele içindedir. Her şeyden öte Julien kendisi de babasını tekrar görmeyi istememektedir.

Geçmişinde melek olmaktan çok uzak olan Antoine evde sürekli bir korku atmosferi yaratır. Ortak vesayet altındaki Julien, annesinin şiddete meyilli olarak yansıttığı babasıyla aşırı korumacı annesi arasında kalınca durumu kontrol altına almaya karar verir.

@mehmetsfilms [email protected]

Yorumlar (0)