14.06.2020, 16:06

Bir gidişin playlisti!

Zorunlu kısıtlanan yolculuklar, evlenme mevsiminin başlaması ve çeyrek altınların da yardımıyla tekrar başladı. Peki, A noktasından B noktasına yolculuk yaparken müzik en yakın arkadaşımız değil miydi (değil midir)? Ya da bazılarımız için olmazsa olmazımız? Uzun bir yolculuğa çıkacağımdan yol parçalarımı hazırlarken sizlerle de paylaşmak istedim. Yolculuğum Bodrum'a, oradan ise başıma ne geleceğini bekleyerek yolculuğuma devam edeceğim. Uzun yola motorumla çıkıyorsam gece 23:59'da marşa basarım ve tek bir farın aydınlatmasıyla bitmeyen tünellerin içinden geçer gibi yolculuğuma devam eder ve varış noktam ile buluşurum. Motordan indiğimde yaklaşık bir saat kimse ile iletişime geçemem. İstesem de başaramam… Beynimin arkası boşalmış gibi hisseder ve terapi etkisi yaratır bende. Tüm motorcuların bu hisleri yaşadığını da bilirim. Kömür sobası ile dolaşanlardan emin değilim.

Ama bu seferki yolculuğum dört tekerlekli ve en önemlisi büyük yalnızım ... Yolculuğa çıkış saatimi sabah 05:00 gibi planlamamla birlikte yanımda çeyrek altınımda yok... Bütçem, dar geniş afedersin…

Yolculuğum süresince ve tabii ki değerli yalnızlığım sırasında, dinlemeyi planladığım yol şarkılarımı da sizlerle paylaşmak istedim. Belki yolculuklarınız sırasında sizler için çorbada tuzum olur. O zaman hazırsak yolculuğumuza başlayabiliriz.

05:00 İstanbul

Yol bölüm: İstanbul çıkış

Motoru yavaşça ısıtırken ve İstanbul il sınırından çıkana kadar 4300 cc’nin motoru ile mikslenen parçaları şuraya tek tek bir not edelim. Camsuyunu kontrol etmeyi de unutmayalım. Fış fış…

Berlin'de sokak müziği yapan üç arkadaşın 2011 yılında kurduğu ''AnnenMayKantereit'' grubu ile açılışı yapıyorum.

Alman arkadaşlar ile yolculuğuma devam ederken gurbetçi arkadaşları da es geçemezdim. Türkiye'de Rap müziğini bizlere taşıyan ve sabırla Rap müziğinin arkasında duran gerçek insanları da yol playlistime eklememek olmazdı. Azami süratim 95 KM hızla ilerlerken, İslamic Force ile Anadolu topraklarına giriş yaparken İslamic Force araba içi metrekaremde belirmeye başlıyor.

Anadolu topraklarında, yolculuğuma devam ederken. Barış Manço'suz Anadolu’da yolculuk yapılmayacağını bilerek Manço beliriyor müzikçalarımda...

Manço'nun müzik yolculuğunda dimdik duran ve üretime birebir hizmet etmiş, Ohannes Kemer'i tabii ki unutamazdım. Toprağın bol olsun Ohannes Kemer. Umarım Avustralya'daki yaşamında da Anglosakson topluma bir, iki vites attırmış olduğunu bilerek selam duruyorum sana.

06:15 Yalova il sınırı…

Köprü geçiş :))

İzmir Otoban…Asfalt yılan. Rüzgar soldan sağa vura vura…

İzmir Otoban’ına girişimle birlikte yazı dili haritamın İzmirli tarzı ile devam ettiğini fark ediyorum. Hızımı yavaşlatıp, yazı haritamı değiştiriyorum. Her gün bayiinizden istemeyi unutmayın sloganını hatırlayıp... Aquadrum'ın yaratıcısı Deniz Güngör’ün dijital platformlarda bizler ile buluşturacağı parçaları dinlemeye başlıyorum. Deniz Güngör babamız her ay bir tane parçayı bizler ile buluşturacağı projeyi dinlemeye başlıyorum. Çok yakında başlayacağımız müzik performans projemizde, Güngör bizlere abilik yapıp omuz veriyor. Başlayacak projeyi düşünüp kat çıkarken, Güngör’ün yaratıcısı olduğu Aquadrum enstrümanıyla yapılan aranjeleri dinlerken fikirler üretip bacasız ekonomi yaratma planlarını, strateji ile buluşturuyordum.

Dizidoktoru.com yazarı ve yapımcı sevgili Hakan Eren'e bu hafta radyo programımda kafamı açtığı içinde bir teşekkür etmek isterim. Tabii ki sevgili Oya Doğan'a müthiş hayat kavgamda yanımda olduğu için teyzem ile birlikte selam veriyorum. Hafif camımı açıp, toprak kokusunu içime çekerken Oya için de bir parçayı playliste ekleyip Bodrum yoluma devam ediyorum.

Sevgilli Oya DOĞAN için, üç hafta bana ücretsiz izin verdiği için, unutmuyorum bu yazıda kendisini.

... Yanlış anlamayın yalakalık asla tarzım değildir..

Yol yılan gibi altımda kayarken, İzmir il sınırının ırzına geçip Aydın otobanında buluyorum kendimi. Derin bir sessizlik var arabamda… Aydın otobanında hayatını kaybedenler için yas ilan ediyorum. Otobandan çıkışımla birlikte, sağ elim müziğe yaklaşıyor ve içeride yüksek ses ile Alabama 3 Woke Up This Morning arabamı sallaya sallaya yola devam ediyorum.

Arkasından Ocean Color Scene THE RİVERBOAT SONG ile Selçuk'taki outletlere doğru ilerliyorum.

Hala acıkmadığımı fark ediyorum. Nasıl acıkabilirim ki bu geçmişin mutsuzluğu ve yükünü atamamışken... Ve arkasından gelen parça, benim sakin ama dingin kişiliğime dönmem gerektiğini anlayıp, Serge Delisle Germaine geçiş yapıyorum.

Kimsenin canını yakamam tribi ile devam ediyorum yolculuğuma. Sıra Raphael Toine'nin Femmes Pays Douces geliyor. Sıcağını hissettiğim Ege'de…

Allah kimseyi, sahnede bas gitarından ayırmasın ümidi ile Aaj Shanibar'ın Rupa'sına geçiyorum. Sağ elim bu sefer klimanın düğmesinde, kalori kaybetmemi engelliyor arabanın içinde dönen soğuk klima havası.

Steve Monite'nin Only You'su eşliğinde kondisyon topluyorum. Geçmişe bir gidip geliyorum.

Kondisyon toplarken, rüzgâr gülleri karşılıyor beni. Uzun bir düzlük olduğu aklıma geliyor. Yavaş ve sakin geçmem gerektiğini bildiğim bu yolda. Radara yakalanmadan F-35 teknolojisine sahip imitasyon aracım ile ilerliyorum. Sonya Spence ile radar ölçümünden sıyrılıyorum.

Arkasından tek tek patlatıyorum, Bodrum girişine gelene kadar… Ayıptır söylemesi gelmek de mühimdir, hayatta...

Hadi hayırlısı...

Bodrum'a giriş...

Herkesin başına iyi bir şeylerin gelmesi ümidiyle…

Başıma bir şeylerin gelmesini, sizlerle paylaşmak dileğiyle...

Allah İtalyan'dan sizleri ayırmasın...

Yorumlar (0)